ŞİİRLERİM..






                 ÖNSÖZ

Bu arşivimde, eskiden yeniye doğru sıralanmış tarih dizesi içinde, son yıllarda içinde bulunduğumuz ve beni de bir Atatürkçü, laik Cumhuriyetçi ve tutkun bir ULUSALCI olarak fazlasıyla etkileyen sıkıntılı günlerimizde, hislerimi yansıtmaya çalıştığım bütün şiirlerimi topladım.

Serendip Altındal



  
  

 § Sevgili Eşim Esin, kızlarım Okşan, Nilhan ve torunlarım Begüm, Asya ve Azra’nın soğuk pınarları ebediyen akacak, mavi gökyüzünde güneşi hep parlayacak vatanlarında, özgür kimlikleri demek olan ulusal bayrakları altında, gelecekteki başı yukarıda mevcudiyetleri ve Ulusal müktesebatları adına.




🔻

Mudanya, 28.06.2008

ATANAM

Düşümdün, düşlediğim 
Sen, ben olduğundan beri 
Düştün artık düşümden 
Söyle, şimdi neredesin
Anılarımla ben yalnız ve sessiz
Ama biliyorumki sen hala bakir ve bensiz
Oysa teninde başka ellerin izi, koynunda nefesi
Ama biliyorumki sen hala bakir ve bensiz
Ruh, gel ses ver
Taş kışlada topuk misali
Tut ellerimden inelim taş merdivenlerden
Lahit mezara
Sessizce, ama ikimiz
Ana yurdumda, kokladığım ebedi hüzün
Bir türlü olmuyor, ah olmuyor sensiz.

Serendip Altındal

🔻



Bilirmisin

Karşı dağların ardında dostların olacağını 
Bilirmisin
Enginliğin yalnızlık
Ama yalnızlığın engin olmadığını

 Serendip Altındal

🔻

Ankara 1966, 19.08.2008

Seni daha güçlü buluyorum 
Düşünürken
Bir damla olduğumu 
Okyanuslarında günahlarının 
Değişmezdi
Bir avuç toprakta olsam 
Dağlarında sevaplarının.

Serendip Altındal


🔻

12.07.2009

Diğer ‘Artiz’ salına salına iniyor
Satılmış yurdumun başak vadilerinden aşağı 
Arıyorum, arıyorumda bulamıyorum bir türlü 
‘Babalar gibi’ satılmış tarlalarımda hiç bir başağı…
***
Van minit mister!!!
Yoksa “Hüzünlü Türk köylümün” 
Buğdayı olmayan tarlalarında
İspanyolmu, yada Alman ekmeği mi çekmişti paşa gönlün..
*** 
Anneciğim üşüyorum Karnım aç
Bizim ekmeğimiz nerede
Hiç bu kadar üşümemiştim
Koşarken hasat zamanı 
Buğday!! tarlamızda….

Serendip Altındal

🔻

12.08.2009

ANAMA

Anlatırdı anam
Kırk gün süren düğünleri 
Bir zamanlar
Zevkle dinlerdik bu öyküleri
Emerken de kanımızı istavroz sülükleri
Pencereden bakıyoruz
İlk düğün gecemin şafağında, tutarken kara kızın ellerini
Ve atarken şafağı, kızıl gökyüzümün
Sönüyor ağır ağır beyaz ayı yıldızı
İniyor ilk parıltılar buzlu dağın doruklarına 
Yeni bir gün başlıyor
Sararıyor üzüm olmaya asmanın korukları 
İçim titriyor düşünüyorum
Oynamayan köçekli, çalmayan davullu zurnalı düğün gecemi
Emerken kanımı istavroz sülükleri
Bu mu senin düğünün rab
Vicdan ağlar yürek dağlarken 
Söylüyor ki
Toprak kuru, tohum harab
 Ah anam ah
Söylesem inanmazsın 
Anlatsam anlayamazsın
Senin papatya dalıyla bile dokunamadığın torunlarını 
Öldüren kahrolası eşkıyanın
Sırtını sıvazlıyor benim de rızkımı bugün tayin edenler

Ve oralarda gördünmü onu, vatanı yoluna
Asker ocağında yan gelip yatan şehit Mehmedimi
Ah anam, daha da ağırlaşan başını kaldır da kabrinden dışarı 
Duy anam duy figanımı
Duyuyorum bir yürek atıyor 
Uzakta Tandoğan’da
Ulu kabrin duvarlarında yankıyor 
O derin mavi gözlerde yaş var
Lakin içlerindeki alev yanıyor, yanıyor ve hiç sönmüyor…


      Analarımız için her zaman söyleyecek bir şeylerimiz vardır. Saklamayın onları içinizde, çıkarın yüreklerinizdeki o beyaz güvercinleri, çıkarın da uçuversinler yerlerine.

Serendip Altındal

🔻

08.09.2009

AYIP

Müslümanım diyorsun 
Yetmiyor
Sonra Türküm diyorsun 
Hele o hiç tutmuyor 
Ayıp çorbacı çok ayıp
Biz de o dediklerindeniz amma 
Atamızla dal budak
DNA sarmalıyız
Söyle sen kimlerdensin 
Senin baban kim
Her halükarda o kayıp 
İtiraf et utanma
Bizlerden çok uzaklardasın.

       Şöyle bir etrafınıza baktığınızda, yukarda ki dizemin, en başındakinden en ayağındakine kadar bir sürü, maalesef vatandaşınıza cuk oturduğunu hemen fark edeceksiniz.

Serendip Altındal

🔻

11.09.2009

ŞEHİTLERİN SESİ

Güneşli toprağına 
Aynı günde doğmuşuz 
Adaşız
Adı Reşido 
Benimki Reşit 
Birlikte koştuk
Birlikte oynadık 
Aynı zamanda
Çapadan ellerimiz nasır tuttu 
Ayna zamanda
Kavrulduk
Birlikte yağız olduk 
Birlikte güldük 
Birlikte ağladık
Ekmeğimizi ayranımızı
Sevgilerimizi acılarımızı paylaştık 
Anılarımız ortak
Rüyalarımız birdi
Ha bir anam onu doğurmamıştı 
Ya da onunki beni
Aynı günde kınamız yakılıp 
Ocağa girdik
Hain pusu 
Senin yoluna
İkimizi de buraya yatırdı 
VATANIMIZ
Biz yan yana artık buradayız 
Gözlerimizde yaş 
Yüreğimizde acı aynı
Onun yüreği inan 
Benimkinden fazla kanıyor 
Sakın sen ağlama
Süpür yüreğinden acılarını 
Bizim bağrımıza
Biz onlarıda 
Seve seve taşırız
Sen yeterki azad ol
ANAMIZ-ANAVATANIMIZ…

         Yukarda, şehitlerimizin sesini birlikte dinledik. Yüreklerimiz onlarla ve hep onlar için atıyor.
Öyle değil mi?

Serendip Altındal

🔻

24.09.2009

Para seni adam etmeyecek 
Sen parayı adam edeceksin 
Eğer öyleyse!
Gel o zaman ellerimizi birleştirelim.

Serendip Altındal

🔻

02.12.2009

Soğuk karanlık ve bir başına
Çöken kış karanlığı Asyamın kırsallarına 
Yürekte düğüm olmuş
Eskimiş sevgiler 
Pejmürde bitap 
Akşamın kızıl eteklerine 
İnmekteler
Birlikte çöküyor 
Yüreğimin acısı
Işıksız özlem gecemin şafağına 
Ve yine
Yeniden 
Yepyeni
Bir umut baharı yeşeriyor

Anlamı törpülerken 
Çok incelttik çatladı 
Anlamsızı diriltmek ise 
Artık bizi de aştı
Kaldırırken nedenini anlamayan 
Boynu bükük hilalimi
Soruyor sanki
Ağlayan gözlerle neden 
Ah bir bakabilsem
Sol omuz başım üstüne geriye 
Kızgın mavi gözlerin ta içine 
Kendisine görünmeden.

Serendip Altındal

🔻

ZORBANIN İNİLTİSİ

Seni daha güçlü buluyorum 
Düşünürken
Bir damla olduğumu 
Okyanuslarında günahlarının 
Değişmezdi
Bir avuç toprakta olsam 
Dağlarında sevaplarının

Söyle sen kimsin 
Neredensin
Acılar inlerken derinde 
Daha önce dikildimi 
Hiçbir heykelin

Varmı taştan bir kabrin 
Herhangi bir dünyanın 
Herhangi bir yerinde 
Hüzün bahçemin 
Kurumuş tohumları 
Bekliyor yeni kıpırtıları
Minik parmaklarını tutarken 
Dinliyorum öykülerini
Küçük perimin
Yanaklarında iki inci damlası 
Hızarın budadığı
O eski dallarımın üstüne dökülen 
Taptaze kan
Buradayım ben 
Diyen
Ve zorbanın acılı çığlıkları üstüne 
Kahredici bir coşkuyla çöken..

Serendip Altındal

 🔻

13.01.2010

Çanakkale’de gürledin 
Sakaryada çığladın
Ve İzmir’e sel olup indin 
Söyle Mehmedim
O yattığın yerden 
Vaktiyle
Eşini kara sabanını balanı bırakıp 
At oynatarak koşturduğun
Boynu bükük geldiğin 
Çanakkale’den 
Ufukları delen
O yıldırım gözlerle tanışıp
O vakur duruşu gördükten sonra 
Bakışın duruşun değişmişti artık 
Kafan öyle bir yukarıda
Göğsün öylesine ilerdeydi ki
Zafer geliyorum diye haykırıyordu artık 
Bak yine düşman dayadı
Vatanın bağrına hançerini 
Duyuyorsan beni
Cevap ver
Şimdi bağrına dolan
O aziz toprakların içinden 
Yalnız bu defa
Düşmanda o yürek olmadığından 
Sokuyor şimdi hançerini
Kalleşçe
Dost bildiğin ellerle içeriden.

Serendip Altındal

🔻

07.02.2010

Yurt geneline bakıyorum 
Özüm diyorum
Özüme bakıyorum 
Ben’im diyorum
Ben kimim diye soruyorum 
Önce insan
Sonra yurttaşım 
O halde
Demokrat olmaksa maksat 
O da önce
Benim hakkım diyorum.

Serendip Altındal

🔻

15.02.2010

Güzeldir tramvayım 
Şıngır şıngır zilleri 
Dumanlı başım üstüne 
Bir ümittir esen
Açık penceremden içeri 
Yalelli terelelli
Haydin bismillah
Ne de güzel kayıyoruz 
Tepelerden aşağı 
Koparmışız da bütün ipleri 
Şıngırda şıngır
Tıngırda tıngır 
Tramvayımın zilleri 
Hüpleterek zıplatarak 
Alım salım açılım koşan 
Ve zilleri çalan
Bizim Dumrul vatman 
Şırak dedi birden
Ola nedir ki o 
Oy aman 
Anam babam
Boku yedik şimdi 
Ağzımda besmelem 
Elimde tespihim
Ne olacak halimiz 
Tutmuyor artık frenimiz.

Serendip Altındal

🔻

18.02.2010

Yepyeni bir rüzgâr 
İçinde sen olmayan
Yanmış kanımın küllerini 
Damarlarımdan süpürürken 
Geriye kalan
Sert bir doku 
Mermer gibi
Ve çözülüyor artık 
Bileklerimin bağları
O baş ki omuzları üstünde 
Gürül gürül
Eğilmiyor içi boşalmış kafaların ayaklarına 
Biliyorum
Sen yine geleceksin 
Güldür güldür 
Yeniden yeşertmeye 
Kurumuş hazadımı
Mavi bulutların özendiği 
Kızıl yamaçlarımda 
Mışıl mışıl uyuduğu
Yeşermeye başlayan tohumların arasında 
Yüreciği yanık Mehmedimin
Anasının pak sütüyle özdeş 
Beyaz ayım yıldızım süzülürken 
Biliyorum yine geleceksin 
Yanmış kanımın külleri 
Damarlarımdan akıp giderken 
Ve sen kardeş
Senin olmayanla uzaklarda
Senin olanın hasretiyle öleceksin.

Serendip Altındal

🔻

17.03.2010

Dün gece rüyamda 
Dolaşırken
Evren otoyolunda 
Az önümde kenarda 
Elinde bastonuyla 
Duruyordu Musa 
Seyredip
Reklam panolarını şaşkın 
Kıs kıs gülüyordu
İlerde biri ona 
Baktımki İsa 
Muzip ve çapkın
Ve ilerde bizimkiler 
Diğerleri ve diğerleri 
Bütün dünya kardeşlerim 
Hepsi sıradaydılar 
Kızgınmıydılar
Değil 
Şaşkınmıydılar 
Değil
Ama iğfal edilmiş 
Küskün ve şaşkın 
Ve çoğunluğu aç…

         Binlerce sayfalık dinler tarihi belgelerinin sararmış sayfaları arasında, toz yutarak emek harcayan, bütün araştırmacıları sevgi ve şükranla anıyoruz (özellikle de Aytun Altındal’ı). Onların bize verdiği bilgilerin ışığında, dinler oluşkusunun bugünlere gelişimine bakıyoruz.

         Bugün kimin kim olduğu, kimin elinin kimin cebinde olduğu tartışmaları içinde, kafalarımız karışırken, şirazesinden iyice çıkmış dinler kargaşası ve çatışkısıyla, hala sanal âlemlerin tozunu almakla uğraştığımızı fark ediveriyoruz. Ve fark ediyoruz ki, Tanrımıza bile el koymuşlar, onu bile paketleyip bizden gasp etmişler. 

          Bir yanda uygarlık masalları söylerken, diğer yanda geçmişin karanlığına gömmüşler bizleri. Kimliği, aşı, işi, sosyal güvencesi, insan gibi yaşama özerkliği ve geleceği çalınmakta olan, yerde yatan insan kardeşimizin üstünden atlayarak, içi boş, siyasetlerine alet eden ve Tanrımızı bile gasp eden bir azınlığın dışında, başka hiç kimsenin karnını doyurmayan sanal âlemlerin kozmetiği ile uğraşıyoruz.

           Bütün bunlar bana, bizatihi insan tarafından, insanoğlunun erdemliliğine, tarifsiz bir ihanet ve işleyebileceği en büyük suç olarak görünüyor.

           Serendip Altındal

🔻

25.04.2010

Söyle kardeş 
Sen kimsin 
Kimlerdensin
Paganmısın kristimi 
Tötonmusun keşişmi
Ama Muhammedi ıskaladığın kesin 
Nerede adalet, ahde vefa
Nerede vicdan 
Nerede aklıselim 
Nerede izan 
Lazmısın çerkesmi
Kürtmüsün Habeşmi 
Hastamısın ustamı 
Yoldamısın yataktamı
Ya da unutulduğun yayladamı
Sende hepsi gibi yakında 

Mikronla buluşacaksın
Orada kimbilir kimin kıçında 
Kimin koynunda olacaksın
Ne dedin Duyamadım sesini 
Boş ver
Unut hepsini
Kim ve nerede olursan ol 
Tut ellerimi kenetlen
Kavuşsun birbirine avuçlarımız 
Daha biz bizeyken burada 
Gelde önce insan ol
Ve giderken
İnsan gibi yap jübileni 
Birlik üstüne söyleşirken 
Nasılda akıyor zaman 
Fark edemiyor insan.

Serendip Altındal

🔻

28.05.2010

Adı yiğit

Özü Yiğit
Yiğidin oğlu
Bağrı yanık
Asil yürekli
Anadolu çocuğu
Korkmaz yüreği
Bükülmez bileği
Bakır kızılı Anadolumun
Burcu kokan
Güneş yanığı oğlu
Ve bahtı kararmış milletimin
Yeni umudu
Kılıçdaroğlu
Yürü aslanım
Kükret sesini
Yak alevini Anadolumun
Ulusunla tek bir yürek gürleyin
İnlesin yer gök
Titresin yüreği
Yedi düvelin yeniden
Kim tutabilirki sizi
Tandoğan’da uyuyan
O yüce volkan
Ses verdi birden
Ta derinlerinden
Kurumuş damarlarında
Korlar yükselirken
Ve Avrasya kırsalında
Güneş doğarken yeniden.

Serendip Altındal


🔻

01.07.2010

Mümin ve imansız 
Ahrette karşılaşmış
Birbirlerine sırtlarını çevirirken 
Ezilmiş de onlara
Hayretle baka kalmış.

Serendip Altındal

🔻

26.07.2010

Böylesini görmesende
Olmaz olmaz demesende kafana estiği zaman 
Memnun olmadıysan da sana giydirilmesine 
Ben demiştim demende seni kurtarmaz
Otur oturduğun yerde ağlamaksa bütün yapacağın kardeş
Kulun ümmetinim de o zaman…

Sözün özü; Oku yukardan aşağı ve şayet aymaz kalacaksan, bak gör halini ‘BOMBOK’…

Serendip Altındal

🔻

08.08.2010

Gobiden Saharaya
Uraldan Hazara Anadoluya 
Volga’ya Tuna’ya
At üstünde uyumadan 
Asya Avrasya Avrupa 
Ve Afrikalar
Koştukça uzayan geceler 
Ağardıkça kararan günler 
Bitmeyen dağlar ovalar 
Upuzun dipdizi
Uzaktan öte ırak 
Heybede azık 
Bir var bir yok
Yürüdükçe yorgun 
Ama hür ama dinç
O baş ki hep yukarıda
Ama kendi özgürlüğüne tutsak..

Serendip Altındal

🔻

12.08.2010

Çıbanı fazla büyütmeyeceksin 
Vücuda zarar verir
Başını kesince 
İrini boşalıverir.

Serendip Altındal

🔻

Hayatın kararmak üzere 
Aymazlığı artık bıraksan 
Yanlış ata eğer vurulmaz 
Irak tut onu kapından
Rahatından yarım saatçik de olsan..

Serendip Altındal

🔻

05.10.2010

YENİ RİNDLERİN AKŞAMI

Yazıma burada noktayı koydum 
Ufuklara doğru şöyle bir daldım 
Ve gelgitimle baş başa kaldım 
Omzu düşmüş akşamüstü 
Özlediğim huzuru sunmak yerine 
Ağlayarak bana sanki içini döktü 
Aman dedim yerinde kalsın 
Alelacele daldığım ufuklardan 
Geri dönmem gereğini anladım 
İşte dostlar
Böyle oluyordu galiba 
Rindlerin akşamı artık 
Ve ben şu anda hala 
Bunu sorgulamaktayım
Ama sözler de bitmeliydi artık..

Serendip Altındal

🔻

06.11.2010, Burgaz

IŞIK OLABİLMEK

Annem oldun 
Eşim
Karım
Sana medyunu şükranım 
Bakıyorumda
Bana uzattığın eline 
Işık olup doğduğun
Terk edilmiş yalnızlığıma
Ve bugün birlikte geldiğimiz güne 
Benim güzide hayat arkadaşım 
Hepimize sahip olan
Ve bizleri ayakta tutan
O tarif edilemez analık müktesebatın 
Yaşarıyor gözlerim
Ve iniyor damlalar sessizce 
Kimseye görünmeden
Sen ve bana verdiğin 
Yavrularım
Anne ve tekrar anne olmak şefkatinle 
Var ettiğin çocukların
Her şeyini katarak 
Büyüttüğün torunların 
Ah annem
Ah benim rakik yüreciği yaralı ceylanım 
Ya sen olmasaydın
Ya sen ışığım olup 
Karanlığıma doğmasaydın 
Acaba bugün önünü görebilen 
Ve bunları yazabilen
BEN olurmuydu diye 
Kendime soruyorum.

Serendip Altındal

🔻

IŞIK ALABİLMEK...

Babamız oldun
Dedemiz,
Yerine göre arkadaşımız…
Psikolog, öğretmenimiz, kısaca her şeyimiz… 
Bizleri doğru bildiğin yolda, gâvur topraklarda,
Laik, Demokratik, Atatürkçü Türk Gençliği olarak yetiştirdin. 
Bizlerde sana medyunu şükranız…
Ne Mutlu Türk, Ne Mutlu Beşiktaşlı olduğumuza;
Ne Mutlu senin, sizlerin, çocuklarınız ve torunlarınız olduğumuza…
Sizleri çok seviyoruz ve şimdi biz kendimize soruyoruz! 
Karanlıktan çıkarmasaydınız, ışığımız olmasaydınız, 
Siz ikiniz olmasaydınız; “BİZ” ardından da 
“TORUNLARINIZ” olur muydu acaba diye?


Allah uzun, sağlıklı ömürler versin sizlere..Başımızdan eksik etmesin inşallah.
Kızlarınız, torunlarınız, Okşan – Nilhan – Begüm Asya ve Azra

🔻

30.11.2010, Burgaz

MELTEM ŞAŞIRDI

Sema nın gözyaşları bulutlara süzülürken
Yıldız boyun eğiyordu ona çaresiz
Ay tunç olmaya uzaklarda kızarırken
Bilmiyorum niçin neden
Esiverdin birdenbire sen
Meltemin toz duman
Şaşırdığından
Ve kızdığından
Kahırlı yaşam öyküne
Esiyordu
Serendip dağlarına
Melahat ovalarına
Cavit denizlerine doğru
Bilmiyorum niçin neden
Esiverdin işte böyle birlikte sen
Ve geçiyordu günler haftalar aylar
Hızla ama ürperterek
Yeni vedalara doğru.

Serendip Altındal


🔻

04.12.2010, Burgaz

Geliyor dörtnala 
Dört at üstünde
Kırk elinde kırk anahtar 
Kırk yerde
Pandora nın kutularını açmaya 
Saçılıyor içlerinden
Altın halkalar Çil çil
Zil çalıp oynuyor kızlar
Haykırıyor yiğitler 
Avaz avaz
Bizim bu ahde vefa 
Bizim bu topraklar diye 
Sen ise şikâyetlerinle 
Kahır ve özrünle
Yalnız Sessiz Çaresiz
Ve de bitmiş 
Uzanıyorsun
Baş başa kaldığın kaderinin 
Terk edilmişler mezarlığına
Bütün unutulmuşları gibi tarihin 
Ama biri var ki Tandoğan da 
Lahit mezarda
Derin uykuda 
Ebediyete kadar
Yatacak vatan evlatlarının bağrında..

Serendip Altındal

🔻

Burgaz, 14.02.2011

KIRSALIMIN AZAP BAHÇESİNDE

Bir hastalık sanki 
Yıllardır tanımadığım 
Ölüme yakın kahredici
Kuzeyden esen çılgın rüzgâr
Ve önüne kattığı azgın dalgalar 
Her zaman olduğu gibi 
Kırılıverdiler
Dalgakıranımda 
Hepsi birer birer 
Ben bana özgün 
Kırsalımda
Emerken sütünü toprak anamın 
Yalnız ama dopdolu 
Yaşatıyorum
Azap veren sessizliğini 
Senin
Üzülme kaldır başını 
Bak etrafına
Gör halimi
Sana özlem dolu yalnızlığımı 
O sorgulayan ve ıslak 
Depderin gözlerinle
Senin
Ama sana özgün 
Hadi gel de
Doklarda karanlık gecenin tülünü kaldır 
Hisset sıcaklığını kutup ayısının
Sanki Gobinin kurağı gibi
Boynuna kadar gömüldüğün buzulda 
Donarken birisi temmuz sıcağında 
Yitirilmiş topraklarda
Hüzünlü güllerin solgun yaprakları arasında 
Altında kurumuş asmanın
Hadi gel de 
Kenetleyelim ellerimizi 
Fırlatalım üstümüzden 
Atalet pelerinimizi..

Serendip Altındal

🔻

24.03.2011

Seçime doğru
Birlikte yürüyoruz
Özgürlük ufuklarına
O büyük buluşmaya
Ahde vefanın beklediği
Kaderimizin yeniden doğacağı noktaya
Solu, sağı, ortası
Ve tek yürek ulusuyla
Kuzeyi, Güneyi Batısı, doğusuyla
Yürekler bir Yumruklar sıkılı
Kemalce şarkılar dudaklarda
Hep bir ağız
Kadını kızı Genci ihtiyarı
Hepsi kardeş, hepsi yağız
El ele, adım adım
Ama kararlı
Çünkü bu vatan tek ve bizim
Ve tüm yüreklerimizin
Birlikte yürüyoruz
Ama tanıdık yüreklerde
Ezberlediğimiz imanla
Bir yavaş iki hızlı
Seçime doğru
O son büyük buluşmaya..

Serendip Altındal


🔻

30.06.2011

Havada kurt kokusu var
Dağların üstünde bulutlar toplanıyor 
Güneşse yakmadan parlıyor
Donuk, mat, küskün ve sessiz 
Sanki fırtına öncesi suskunluğu bu
Kemiklerimiz iliklerimize kadar gerilmiş 
Ve parmaklarımız nokta atışına kilitlenmiş 
Yeniden taarruz emrini bekliyoruz
Ve yeniden güneşimizle aramıza giren o siyah perdeyi 
Çekip fırlatma coşkumuzu yaşamak istiyoruz.

Serendip Altındal

🔻

30.11.2011

Anladık batılı olalım 
Olalım da, ne yani
Hicazkârla salsa mı yapalım 
Önce, özü sanaldan
Altını bakırdan 
İbrişimi misinadan 
Danteli paçavradan 
İpekliyi pamukludan
İkisi de mavi gözlü olsada
Atamızı Johny Walkerden ayıralım 
Akıllı olalım da
Öz değerlerimizin farkına varalım 
Ve sarımsaklı işkembe çorbamıza 
Avokado basmayalım
Diyelimde bitirelim söylemi
Ama son soruyu da kendimize soralım 
Kökten yolunmuş yaban kazlarına 
Acaba bir şey anlatabildik mi(?)

Serendip Altındal

🔻

22.02.2012

O KAYBOLAN SEVGİLİYE..

Karanlığın girdabında kördüğümümsün 
Gölgelerin içinden bulup çıkardıysam da seni 
Işıtamadan tekrar yitirdiğimsin
Açık, seçik ve saçılmış
Darmadağın bir yanlara fırlatılmış 
Nedense sımsıkı bağrıma basamadığım 
Ama her şeye rağmen hüsranla aradığım 
Isınmak için içimde sakladığımsın
Acım, tatlım ve yalnızlığım 
Bazen de yalnızlığımı fırlatıp 
Birlikte olmayı arzuladığım
Ve akbabalar çöktüğünde sığınağımsın 
Her daldığımda tiranların karanlığına 
Hep içinde gördüğüm aydınlığımsın

Çöken akşamın ayazında
Batmakta güneş ürperip karşı yakada 
Düşlerimde derdest olup dolanmış 
Deli kızın sarı saçları gibi dağınık 
Sanki ağlamaklı ve ellerime sarılmış
Pejmürde, annelik mihrabının altında kadınsı 
Hepsinden öte şaşkınca dağılıyor ışınları 
Çöken akşamın alaca karanlığında
Ben sana bağlı, sense hiç olmadığın kadar kayıplardasın 
Hadi gel de erelim
Özgünlüğüne yazarlığımızın yeniden
Ve arıtalım sayfalarımızı geçmişin karanlığından 
Daha fazla gecikmeden.

Serendip Altındal

🔻

13.03.2012

       Yerinde olsam kalan yıllarımı değil ama ahını aldıklarımın beni nasıl uğurlayacaklarını sorgulardım. Öyle veya böyle nasıl olsa gideceğin yerde, hoş geldin diyenler, eline tutuşturuverecekler nane şekerini, üstünde,

Vur kapıya 
Tık tık 
Kapıyı açan
Kambur halan 
Senden kalan 
Billahi yalan 
Diye yazan

ve rüzgâr gibi boku bokuna geçen hayat öykünü..

Serendip Altındal

🔻

29.06.2012

TANRI KATINDAN BİZİM KÖYE

Homosaphien 
Tanrı katından 
Bir bakteriydi 
Dünyaya salınan
Hastalıkların yanı sıra
Arada can suyu da salgılayan 
Hamurunda İblisle, Tanrıyı taşıyan 
Sana gelince Âdem
Bak gör ki bu kadar 
Senin için bu âlem 
Gerisi mi?
Bolca kâğıt, kalem 
Ve lay lay lom…

Serendip Altındal

🔻

17.08.2012, Burgaz

BAZEN ÇİZGİ ÖTESİNE UZANDIĞIMDA..

Renklerin derinliğine gömülürken arzular 
Güzelyalı yakamozlarında son kez duraklar 
Özlemle karıştırırken içlerinde anıları 
Nedense onlar ağır ağır uzaklaşır
Geçmişi boylar
Belki de kalan en son anılar
Karşıdan bana doğru koşan küçük adımlar 
Ve papatya tarlasında gelinciklere dolanan 
O minicik ayaklar
Maytaplı yılbaşılar 
Süslü çamlar
Yaş günleri, Herrenhausen’lar 
Minik mumlu pastalar 
Havuzlarda boneli küçükbaşlar 
Ve anneleriyle kızlar
Hepsi sırada, hepsi hatırdalar
Sen, ben, onlar hepimiz büyüdük artık 
Hüzünlü bakışlarımızdan kararsa da aynalar

Derken akşamı ettik bugün yine
Uzanır ellerim şimdi heyulamdan gökyüzüne 
Yakalamak için ip atlayan yıldızları semada 
Her ne kadar hepsi hayal olsa da
Ama içlerinde bir tanesi var
Farklı bir düşüncede, başka bir görüntüde 
Bırakırda ipini arada sırada
Bana göz kırpar
Belki gizli bir duygusallıktır bu aramızda 
Onun bildiği ama benim bilemediğim
İşte belki de buydu
Sonunda anlatmak istediğim
Sanki bir mabetten gizemli bir mesaj alır gibi 
İçeriğini göremediğim
Sen, ben, onlar hepimiz büyüdük artık 
Bakarken gözlerimin içine
Aynamda silinmekte olsada yavaşça benliğim..

           En içten duygularımla bayramınızı kutlar ve aziz vatanımızda ailenizle birlikte bütün mutlulukların, ebediyete kadar sizinle olmasını dilerim.

Serendip Altındal

🔻

17.09.2012

Binmişiz de bir delinin dingiline 
Düşüyoruz birlikte zaman tüneline 
Salmışız da evlatlarımızı
Fesadın rahle i tedrisatına 
Dönüyoruz giderek 
Mollanın ağılında koyuna

Serendip Altındal

🔻

26.09.2012

Coni boşuna bizim buralarda takılma 
Emmioğlumun saflığına da kapılma
Gürlerse çağlardan akan sular yine meydane 
Dönüverirsin pejmürde halinle anında virane 
Dinle harami arifin sözünü
Yaşamansa sonun olur Türkün özünü 
Sense uşağım, akil ol tut kafanı serin
Bil ki bu işin arkası sandığından da derin 
Dikkatli ol gelme tufaya, deşilme sakın 
Unutma ki rahmetli atan
Sana yüreğin kadar yakın

Serendip Altındal

🔻

13.10.2012

        Âdem kardeş unutma! Dünya, ahret, mikro ve makrosuyla kozmos, kısaca tüm âlem, ‘benmerkezinle’ var olduğun kadar mevcuttur. Sonrası mı?

Dinle Âdem
Rüzgârın getirdiği sözü
Bil ki bu temel tefekkürün de özü 
Her ne kadar
Gitmese de hoşuna 
Dünya malına Saltanatın boşuna
Senin olsun eğrisiyle doğrusu
Sen ona desen geri kazanım da 
Lakin biteceğin yer
Eninde sonunda 
Atıklar kuyusu..

        Yukarda ki dizemin ‘Geri Kazanım’ satırını, Âdem kardeşimin aşırı karamsarlığına gönlüm razı olmadığından; yine de ona bir çıkış yolu bıraktığıma yorumlayabilirsiniz. Mademki beşeriz, evrenin yasalarına da uymak zorundayız. 

         Karamsar olmaksa enayiliktir, şayet doğamız buysa. Ne var ki, bir zamanlar biz de vardık, kullanıldık ve atıldık. Dediğinizde, bilin ki evren sizin için sanal olmuştur artık. O halde ya siz masaldınız ya da kâinat bildiğiniz…

Serendip Altındal


🔻

19.03.2013

VATANSAL

Ağla vatan
Yan vatan
Bugün efkâr günündür
Satılmışlarca göstermelik kutlanırken
ÇANAKKALEN
Lanetli bulutlardır 
Benimse üstüme çöken 
Ve beni kahreden
Size ölmeyi emrediyorum 
Hattı müdafaa yoktur 
Sathı müdafaa vardır
O satıh da vatandır diyen 
Cephede ölmeyen
Ama şimdi emanetçileri eliyle
O tertemiz alnından vurulupta yatan 
Ve gözyaşlarını sanki bağrıma döken
Daha ne anlatsam ki sana vatan 
Yeter fazla kahretme beni 
Ümmetten dönme
Sonradan olma
Vatanına eş değerde birey yaptığı 
Ve vatandaşım dediği 
Cehennemliklerin yoluna
Boşuna helak olan yiğitleriyle beraber
Bağrında yatıyorken atan 
Yeter fazla kahretme beni 
Sen ondan öğren seni…

Serendip Altındal

🔻

29.03.2013

Beynimin dehlizlerinde dün akşam yine gezinirken
Bir daha karşılaştık seninle
Elinde taşıdığın solmuş güllerinle
Yürüyordun sessiz adımlarla önümden
Dağılmıştılar ince telleriyle
Bembeyaz olmuş saçların gözlerinin üstüne
Sen miydin o, yoksa ben mi?
Ya da diğer aile bireyleri belki
Ötelerde bizi izleyen
Tam da geçmiş baharlarımızın ahengine dalmışken
Yoksa yeniden keşfettiğin babam mı
Ayak sesleri duyulan peşinden
Oysa beynin mekan değiştirmeye çoktan hazırdı
Kalbinse erken gelen göçe hala isyan ederken
Denir ki daha dün gibiydi
Minik torunun kabak başını okşadığın
Empatiyle anımsıyorum
Hilalin kucağında ki yıldızıyla
Dimdik duran o eski Marmara mehtaplarını
Ve şafağın süslediği, o bitmeyen beyin fırtınalarını
Birden ağlayan gözlerinle bana doğrulttuğun yüzün
Hiç sormaz olur muyum?
Nedendir Rab gönlüme dolan
Ve rüyamda bile yakamı bırakmayan bu hüzün
Hırsından titreyen bayrağın altında ki dağa kazınan
O haşmetli siluetinden kahırla bakan

Anamın olduğu yerde vatan 
Vatanın olduğu yerde ATAM
Rüyalarımda bile seni hiç unutur muyum?

ADAM GİBİ ADAM
Ağlanacak durumda Misak ı vatanın adamları 
TEK TABANCA ADAM
Kadim ulusun bağrında gömülü atam 
Ah ben sana nasıl yanmam
İste nasıl yoluna kurban olmam…

Serendip Altındal

🔻

08.06.2013

Sattığın din iman 
Yat uzan
Yattığın yerde kazan..

Serendip Altındal

🔻

4.06.2013

Kaldıysan ırak aslan sütünden ahbap 
Oluyorsan ekşi ayranla mayhoş 
Etme kendini daha fazla harap
Bil ki sırada bayramın da var 
Uyan artık be bayramlık sarhoş
Sense otur oturduğun yerde
Adamın kafasını daha fazla attırma
Attırıp da özüne gamota
Hayyama da ağıt yaktırma…

Serendip Altındal

🔻

04.08.2013

Her şeye rağmen:

Bakın ne olacak 
Bekleyin seyreyleyin
İbretlik öykülerle söyleyin 
Kendine ısrarla hava basan 
Yakında öylesine ufalacak 
Ki üstüne kazayla oturanın 
Kıçında kaybolacak…

        Çünkü emperyalist gemisinde siyaset, genelde hep böyle son bulur. O nedenle de zaten hep yurdun malı kalınmalıdır. Ki özüne hitap edip kalıcı olabilesin.

Serendip Altındal

🔻

03.10.2013

TOPRAĞIN NEYDİ GÜNAHI..

Ufak ufak aşırırken üzümlerini komşumun 
Kafalarını, gözlerini yararken
Körpe canlarına kıyarken 
Üstünde yorgun ayaklarının
O bahar yürekli mektepli çocukların

Bak ne hale geldi birden hal i pür melalim 
Ben ettim sen etme
Söyle be tanrım Şimdi günüm buysa
Acep nasıl biter benim istikbalim…

Serendip Altındal

🔻

17.10.2013

Nasıl işler bunlar Emmioğlum
Anlamsız bakma, yüreğimi dağlama böyle yine 
Söyle de bilelim
Bulamadıysan çare yar olacak derdine 
Gel tut ellerimden
Birlikte öleceksek ölelim

Bayram yalnızlığında ki gözlerinde 
Islak kirpiklerin kırpışıyor 
Damlaların yanaklarına süzülürken
Ve bende yalnızlığını seninle paylaşıyorken
Ahh olup çıkıverdiler kendi yaşlarım birden yüreğimden

Ötedekilerse acılarının sessizliğinde 
İçin için ağlıyorken babasız
Aynı bayram gününde
Hem de rızıkları kesilmiş minikler 
Boşluğa bakan gözleriyle
Anlamını yitirmiş ve ıslak camların gerisinden 
Kim bilir belki de bu yüzden kabarmıştılar 
İçimden Ahh olup çıkan gözyaşlarım yüreğimden
Ve bilemem nedense böyle bitirmek geldi yazımı
BUGÜN İÇİMDEN...

Serendip Altındal

🔻

30.12.2013

ZİLLETLE YAŞAM..

Tencere dibin kara
Seninki alayımızdan da kara 
Ulan utanmadan hala Sallıyorsun makara kukara
Allahım var deme 

Şirk koyma tanrına
Salladığın yetmedi mi yıllarca 
Şimdi ağlama boşuna
Nadim ol kandırma daha fazla 

Ümmetini yok yere
Zira sende muhtaçsın 
Sonda bir arşın peşkire
Kör inadı bırak 

Zilletinden utanda biraz
Terk et fitneyi günah çıkar 
Etme boşuna niyaz
Bindiysen de elin sandalına

Kaldıysan da Okyanusta artık tek başına 
Ve boğuluyorken haram denizinde
Nasıl kafadır ki bu 
ZURNAN hala elinde

Oysa son deliğisin 
Bak bu halinle
Ve Musa’nın çocuklarının 
Kafadan çürüttüğü partinle

Uyma daha fazla elin aklına 
Hiç olmazsa sonunda
Gel artık imana
Kalan aklını kullan da gir adalet denen limana...

Serendip Altındal

🔻

03.02.2014

VUSLATIN ŞARKISI..

Minik pabuçların dama çıktı artık bak çocuk 
İnsan denen beşer gör ki bölük pörçük
Lakin vuslatından asla kuşku duyma kızım Emine 
İşbu âlem dönmüş olsa bile tersine

O mızrakların ucunda şimdi çamaşırlar asılı 
Atı, iti, eri, avratı bil ki hepsi bizim buralı
Oysa o topukların altında yer yerinden oynamalı 
Ah be çocuklar! Asıl sizi Tengri’ye sormalı…

Serendip Altındal


🔻

12.02.2014

Yarısı kesilmiş bir Anadolu 
İdüğü belirsiz lejyoner dolu 
Gerisi mi?
Kaknem kazulet
Kara çarşaflı bir alamet 
Bize mi kalan
Ne gam ne kasavet 
Ne vatan ne millet
SEN SAĞ BEN SELAMET…

Serendip Altındal

🔻

19.03.2014

          Şiirler Ayetler gibidir, zamanı gelince inerler. Sipariş üzerine yazılanlarsa, nane şekeri manilerine veya tek yaratansız dini risalelere benzerler, yani gönül köprüleri yoktur. Çünkü en büyük gizem tanrı suretindeki insan evladının kendi özeğidir…


Ezersem büzülür
Budarsam acıtır
Hıdır halin budur
Bu küskünün adalet çağrısıdır
Duysan da olur
Duymasan da
Aldırsan da
Aldırmasan da
Dolsa da kutular
Telef olsa da körpe yavrular
Gecikse de bazen haklar
Tutulmasa da sözler vaatler
Sonda akanlar kurur
Acılar durur
Hep tanrıyla aldatmakla hiç olmaz
Çünkü hak asla yerde kalmaz
Karı, buzu ısıtmasan da su olur
Ve inan ki her daim adalet yerini bulur…

Serendip Altındal

🔻

14.04.2014

YOKSULLUĞUN FELSEFESİ..

Atam uzun oturuyordu Dolmabahçe’de
Bense renkleri seçtim
Dalgaların üstüne döşedim
Kelimeleri alıp üstlerine serpiştirdim
Sonra geçip karşıdan izledim
Kırmızıydılar
Yer yer de beyaz
İlk ışıklar kırılıyordu dalgalarda
Gölgeleri kâh orada kâh burada
Ağır ağır çekiliyordu artık karanlık
Görünüyordu karşı sırtların ardında aydınlık
Hemen hüsranımı kalbime kilitledim
Atam yine uzun oturuyordu Dolmabahçe’de
Benimse yeni umutlar yüreğimde
Ve usulca Diyojenin elindeki mumu üfledim…

Serendip Altındal

🔻

09.06.2014

Sakla samanı
Bırak eyyamı
Duy artık kapının önünde çalan zamanı
Sorma nedir nedendir
Bil ki illetin nedeni sendendir
Etme eyleme, büzme büzülme
Anla ki bu âlem sensiz daha da güzeldir
Yettin gari
Çektirme daha fazla çile
Dertli bülbül bile bak gülüyor haline
Her ne kadar kulun seni sevse
Ve yularını verse de eline
Sonun başındasın
Bak âlemde gülüyor sana nedense
Bu senin fıtratın
Desem de inanma sakın
Ama sen yinede kendini adam olanın şerrinden sakın
Artık gel imana ya Seydi
Bitsin gari bu oyun
Uzatmalarsa hiç çekilmezdi
Kokulu pabucu yemeden sende kafana Akıllı ol
Gel indir şu perdeyi haydi...

           Bu şiirimi, benim gibi bugün doğum günü olanlara ve tüm kendi yaradılışından sorumlu olmadığını; ama yarattığından sorumlu olduğunu bilenlere de armağan ediyorum…

Serendip Altındal

🔻

25.06.2014

KUKLACI TERÖRİST

Kâh gözlerimi bağlar karalar
Kâh anılarımın anası ağlar
Asıl vatan ağlarken
Yoldan çıkanlar
Seninde benimde yüreğimizi dağlar

Çağların ötesinden
Rüzgârın ve bu toprakların çığlıklarını dinliyorum
Bak rüyasız oldular artık gecelerim
Çoğu zamanda uykusuz kalıyor gözlerim
Dön haydi gel artık acıyı bitir
Bil ki avuçlarımdaki başım seninledir
Ve hasretinle avdetini bekliyorum

Yanan köyünün dumanları arasında
Fidan gibi boynu bükük siluetini görebiliyorum
Ah o ırzına geçilen çocuk yaşta bakirem
Vah benim yüreciği vurgun yemiş güzelim
Umutları yaralı ceylanım
Öpemesem de yaşların çağladığı gözlerini
Tutamasam da titreyen ellerini
İnan ki senin acınla hırsımdan titriyorum…

Serendip Altındal

🔻

18.02.2015

ÖZGECAN’A

Titreyen kalbin ve yarıda kalan umutlarınla
Uğurlar olsun varacağın o son yere, küçüğüm
Yoksun artık hıçkırıkların ve ruhun kadar güzel yüzünle
Kucak dolusu sevgilerim seninle kördüğüm
Ama hiç tanımadığın on binlerse, aynı sevgilerle seninle elele...

Serendip Altındal

🔻

Burgaz, 27.03.2015

BAYRAM ŞEKERİ

Saat beş buçuk
Biz yine kalktık
Ahde vefa dağına bir halat attık
Sonra birlikte tırmandık Tırmandık
Ama bir türlü zirveye varamadık
Ve nihayet öğrendik ki
Birliği kurmadan asla da varamayacaktık...

Saygılarımla,
Serendip Altındal

🔻

05.08.2015

UVERTÜR

Dün akşam ruhumu yine rüzgâra saldım
Aklım boşta kaldı
Zaten seher de buna alışıktı
Bülbülse miyavlıyordu
Uykusuz gecenin yitiğinde
Karanlık çözülürken
İki minik baykuşum uykuya daldılar
İri gözleri aydınlığa kapalı
Ve kulakları sessizliğe
Zira fedakâr ana doyurmuştu onları
Gidip gelip avlanarak
Şafağa kadar
Oysa limanda bir yerde
Bir yetim yavru
Aç uyumuştu ta gün atıncaya kadar
Ben bana kızgın
Ve amiyane bakan ufka dargın
Elimin ayasıyla kelimi okşadım
Bir yanda anımsarken bunları
Öte de ezber bozan
Sallıyordu yine desteksiz
Sordum kendime acep bu ben miydim?
Oysa yok sayılmalıydı o densiz
Benden cevap gecikti
Bilmem dedi bülbül
Artık ağlıyorken sebepsiz
Bu sefer benim aklım karıştı
Neyse ki yüreğim bu defa bendeydi
Ve bu kez onu sabah Poyrazına salmadım…

Serendip Altındal

🔻

30.10.2015

CUMHURU BİRLİKTE KUTSADIK..

Çıplak gelmiştin
Yine çıplak gideceksin insanoğlu
Hiç kuşkun olmasın
Zannetme ki ocağın hep böyle yanacak
Tabutunu belki de
Selam bile vermediğin komşun taşıyacak
Bağrını börtü böcek kemirirken
Gözlerin toprak dolacak
Değil Sultan Hazret bile olsan
İnanki sonunda seninde bokun donacak…

Serendip Altındal

🔻

27.02.2016

HALÜSİNASYON..

Erdin mi muradına
Bak güzelim ülken
Oldu sana Arabistan
Derdinden de anlamaz
Ümüğünü sıkmadan
Birde Atatürk olmadan
Şimdi otur da çöz düğümü bakalım
Tayyip Sultan
Anla artık tutmuyor dikişler 
Demek ki
Kurusıkı sallamakla da çözülmezmiş bu işler…

Serendip Altındal

🔻

03.06.2016

Binali’misin Binbirali’mi
Girmeye kalkarsan Havva ile gerdeğe
Düşüverir şakülün ayağının dibine
Ötede Âdem gülerken haline
Her düzün bir yokuşu
Her tramvayın bir hangarı vardır
Gemilerim var da deme sakın
Mezarsız can olur da
Kızaksız gemi yoktur
Bil bunları da devşir kendini
Birileri patlatmadan enseni
Dinle bu sözleri be pusulasız kaptan
Senden yaşça da büyüğüm birkaç santim
Ve tecrübe konuşur her daim
Yoksa bakarsın yine tura çıkar senin vatman
Şaşırma
Şaşırtma
Otur da oturduğun yerde
Selefin gibi sende bir yanına yaptırtma
Tavrın, bakışın bile aynı
Ayağının türabı olduğun ustanla
Dikkat et de karıştırmasınlar sonra seni
Hıyar tarlasındaki kurumuş kavakla
Bak bir anda düştün politik meydane 
Tavsiyemi tutup halvet ol da komşunla
Giderken voleyle değil; ama gidersin belki de havanla…

Serendip Altındal

🔻

13.09.2016

KILIÇDAROĞLU'NA

Encamını gördüm ki bendensin
Bende senin kanındanım bilesin
O halde bırakma tek başıma da beni üzme
Gör, kanım bile akıyor ağlayan yüreğime
Gel o zaman el ele sarılalım
Ve bizi vatansız koyacaklara
Bunun hesabını soralım
Bak vatanın bağrına düşman dayamış yine hançerini
Ama delemez bu ahde vefa yüklü çelik bedeni
Sen, ben, o biz kâfire yeteriz
Çünkü aynı ORDUMİLLET ve her daim aynı tek bedeniz…

Serendip Altındal

🔻

18.12.2016


UNUTMAK

Ötme kuş, ötme
Körpe şimdi ekildi toprağına, uyanacak
Belki de neler olduğunu henüz anlayacak
Ötelerden kana doymuş toprak, ulu kışlaya doğru isyanla haykırıyor
Ve boynu devrik anacığın yüreği, daha tutuşturamadan harlıyor
Bizim içinse her gün gibi bitiyor, bak solmada akşam
Dertli başımı yastığıma koysam da bende artık uyusam
Uyusam da keşke her şeyleri unutsam…

Serendip Altındal

🔻

01.08.2017

HÜSRAN..

Aşkın sesi yankıyordu uzaktan
Utanmazın avazı kucaklamıştı onu yalandan
Birlikte meşk oldular
Huşu içinde önümüzde secdeye yatan günler
Bir yatsı ezanında muhtemel ki o son buluşmayı bekler

Sen ben ve iri güller
Söyle şimdi onlar neredeler
Ben sen ve ilkelerimiz
İpte asılı çamaşırlar gibiyiz
Bil ki budur elde kalan tek bildiğimiz

Tanın kızarttığı gökyüzü
Suratıma şaşkınlıkla bakmadıkça
Hüsran yok sayılır
O buruk suratta yaşlı gözlerden damlalar akmadıkça
Ve ben hicrana hicran bana doymadıkça…

Serendip Altındal


🔻

19.06.2018
           
VAR OL..

 Aryan diyarı
 Kıpçak yöresinden
 Ön Türk Destanları yaşamış
 Tarihi Karadeniz’den
 Rüzgârıyla esiyor
 Geleceğin dostu
 Öğretmen Muharrem
 Ülke sathında çoğalan bir sessiz gürültüyle
 İnce ince
 Gırtlağına kadar battığın borç batağında
 Yaşamadın mı kahrını 16 yıldır yeterince
 Ve aşını, işini, sağlığını yitirince
 Artık varmış olmalısın ortak bilince
 Haydi, bakalım o zaman
 Kutlu ol, mutlu ol, var ol!
 Ama 24 Haziran da gönlünce…

 Serendip Altındal


🔻 






Bizim kalbimiz Atatürk kalbidir,

Mevlana kalbidir ve

rıhtımlarında bize yer olmayanları bile barındırabilecek limandır.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder