ÖNSÖZ
Bu arşivimde, eskiden yeniye doğru sıralanmış tarih dizesi
içinde, son yıllarda içinde bulunduğumuz ve beni de bir Atatürkçü, laik
Cumhuriyetçi ve tutkun bir ULUSALCI olarak fazlasıyla etkileyen sıkıntılı günlerimizde, hislerimi
yansıtmaya çalıştığım bütün şiirlerimi topladım.
Serendip Altındal
§ Sevgili Eşim Esin, kızlarım
Okşan, Nilhan ve torunlarım Begüm, Asya ve Azra’nın soğuk pınarları ebediyen
akacak, mavi gökyüzünde güneşi hep parlayacak vatanlarında, özgür kimlikleri
demek olan ulusal bayrakları altında, gelecekteki başı yukarıda mevcudiyetleri
ve Ulusal müktesebatları adına.
🔻
Mudanya, 28.06.2008
ATANAM
Düşümdün, düşlediğim
Sen, ben olduğundan beri
Düştün artık düşümden
Söyle, şimdi neredesin
Anılarımla ben yalnız ve sessiz
Ama biliyorumki sen hala bakir ve bensiz
Oysa teninde başka ellerin izi, koynunda nefesi
Ama biliyorumki sen hala bakir ve bensiz
Ruh, gel ses ver
Taş kışlada topuk misali
Tut ellerimden inelim taş merdivenlerden
Düştün artık düşümden
Söyle, şimdi neredesin
Anılarımla ben yalnız ve sessiz
Ama biliyorumki sen hala bakir ve bensiz
Oysa teninde başka ellerin izi, koynunda nefesi
Ama biliyorumki sen hala bakir ve bensiz
Ruh, gel ses ver
Taş kışlada topuk misali
Tut ellerimden inelim taş merdivenlerden
Lahit mezara
Sessizce, ama ikimiz
Ana yurdumda, kokladığım ebedi hüzün
Bir türlü olmuyor, ah olmuyor sensiz.
Serendip Altındal
🔻
Sessizce, ama ikimiz
Ana yurdumda, kokladığım ebedi hüzün
Bir türlü olmuyor, ah olmuyor sensiz.
Serendip Altındal
🔻
Bilirmisin
Karşı dağların ardında dostların olacağını
Bilirmisin
Enginliğin yalnızlık
Ama yalnızlığın engin olmadığını
Serendip Altındal
🔻
Ankara 1966, 19.08.2008
Seni daha güçlü buluyorum
Düşünürken
Bir damla olduğumu
Okyanuslarında günahlarının
Değişmezdi
Bir avuç toprakta olsam
Dağlarında sevaplarının.
Serendip Altındal
🔻
12.07.2009
Diğer ‘Artiz’ salına salına iniyor
Satılmış yurdumun başak vadilerinden aşağı
Arıyorum, arıyorumda bulamıyorum bir türlü
‘Babalar gibi’ satılmış tarlalarımda hiç bir başağı…
Arıyorum, arıyorumda bulamıyorum bir türlü
‘Babalar gibi’ satılmış tarlalarımda hiç bir başağı…
***
Van minit mister!!!
Yoksa “Hüzünlü Türk köylümün”
Buğdayı olmayan tarlalarında
Buğdayı olmayan tarlalarında
İspanyolmu, yada Alman ekmeği mi çekmişti paşa gönlün..
***
Anneciğim üşüyorum Karnım aç
Bizim ekmeğimiz nerede
Hiç bu kadar üşümemiştim
Koşarken hasat zamanı
Buğday!! tarlamızda….
Serendip Altındal
🔻
12.08.2009
ANAMA
Anlatırdı anam
Kırk gün süren düğünleri
Bir zamanlar
Zevkle dinlerdik bu öyküleri
Emerken de kanımızı istavroz sülükleri
Pencereden bakıyoruz
İlk düğün gecemin şafağında, tutarken kara kızın ellerini
Ve atarken şafağı, kızıl gökyüzümün
Sönüyor ağır ağır beyaz ayı yıldızı
İniyor ilk parıltılar buzlu dağın doruklarına
Yeni bir gün başlıyor
Sararıyor üzüm olmaya asmanın korukları
İçim titriyor düşünüyorum
Oynamayan köçekli, çalmayan davullu zurnalı düğün gecemi
Emerken kanımı istavroz sülükleri
Bu mu senin düğünün rab
Vicdan ağlar yürek dağlarken
Söylüyor ki
Toprak kuru, tohum harab
Ah anam ah
Söylesem inanmazsın
Anlatsam anlayamazsın
Senin papatya dalıyla bile dokunamadığın torunlarını
Öldüren kahrolası eşkıyanın
Sırtını sıvazlıyor benim de rızkımı bugün tayin edenler
Ve oralarda gördünmü onu, vatanı yoluna
Asker ocağında yan gelip yatan şehit Mehmedimi
Ah anam, daha da ağırlaşan başını kaldır da kabrinden dışarı
Duy anam duy figanımı
Duyuyorum bir yürek atıyor
Uzakta Tandoğan’da
Ulu kabrin duvarlarında yankıyor
O derin mavi gözlerde yaş var
Lakin içlerindeki alev yanıyor, yanıyor ve hiç sönmüyor…
Analarımız için her zaman söyleyecek bir şeylerimiz vardır. Saklamayın onları içinizde, çıkarın yüreklerinizdeki o beyaz güvercinleri, çıkarın da uçuversinler yerlerine.
Serendip Altındal
🔻
08.09.2009
AYIP
Müslümanım diyorsun
Yetmiyor
Sonra Türküm diyorsun
Hele o hiç tutmuyor
Ayıp çorbacı çok ayıp
Biz de o dediklerindeniz amma
Atamızla dal budak
DNA sarmalıyız
Söyle sen kimlerdensin
Senin baban kim
Her halükarda o kayıp
İtiraf et utanma
Bizlerden çok uzaklardasın.
Şöyle bir etrafınıza baktığınızda, yukarda ki dizemin, en başındakinden en ayağındakine kadar bir sürü, maalesef vatandaşınıza cuk oturduğunu hemen fark edeceksiniz.
Serendip Altındal
🔻
11.09.2009
ŞEHİTLERİN SESİ
Güneşli toprağına
Aynı günde doğmuşuz
Adaşız
Adı Reşido
Benimki Reşit
Birlikte koştuk
Birlikte oynadık
Aynı zamanda
Çapadan ellerimiz nasır tuttu
Ayna zamanda
Kavrulduk
Birlikte yağız olduk
Birlikte güldük
Birlikte ağladık
Ekmeğimizi ayranımızı
Sevgilerimizi acılarımızı paylaştık
Anılarımız ortak
Rüyalarımız birdi
Ha bir anam onu doğurmamıştı
Ya da onunki beni
Aynı günde kınamız yakılıp
Ocağa girdik
Hain pusu
Senin yoluna
İkimizi de buraya yatırdı
VATANIMIZ
Biz yan yana artık buradayız
Gözlerimizde yaş
Yüreğimizde acı aynı
Onun yüreği inan
Benimkinden fazla kanıyor
Sakın sen ağlama
Süpür yüreğinden acılarını
Bizim bağrımıza
Biz onlarıda
Seve seve taşırız
Sen yeterki azad ol
ANAMIZ-ANAVATANIMIZ…
Yukarda, şehitlerimizin sesini birlikte dinledik. Yüreklerimiz onlarla ve hep onlar için atıyor.
Öyle değil mi?
Serendip Altındal
🔻
24.09.2009
Para seni adam etmeyecek
Sen parayı adam edeceksin
Eğer öyleyse!
Gel o zaman ellerimizi birleştirelim.
Serendip Altındal
🔻
02.12.2009
Soğuk karanlık ve bir başına
Çöken kış karanlığı Asyamın kırsallarına
Yürekte düğüm olmuş
Eskimiş sevgiler
Pejmürde bitap
Akşamın kızıl eteklerine
İnmekteler
Birlikte çöküyor
Yüreğimin acısı
Işıksız özlem gecemin şafağına
Ve yine
Yeniden
Yepyeni
Bir umut baharı yeşeriyor
Anlamı törpülerken
Çok incelttik çatladı
Anlamsızı diriltmek ise
Artık bizi de aştı
Kaldırırken nedenini anlamayan
Boynu bükük hilalimi
Soruyor sanki
Ağlayan gözlerle neden
Ah bir bakabilsem
Sol omuz başım üstüne geriye
Kızgın mavi gözlerin ta içine
Kendisine görünmeden.
Serendip Altındal
🔻
ZORBANIN İNİLTİSİ
Seni daha güçlü buluyorum
Düşünürken
Bir damla olduğumu
Okyanuslarında günahlarının
Değişmezdi
Bir avuç toprakta olsam
Dağlarında sevaplarının
Söyle sen kimsin
Neredensin
Acılar inlerken derinde
Daha önce dikildimi
Hiçbir heykelin
Varmı taştan bir kabrin
Herhangi bir dünyanın
Herhangi bir yerinde
Hüzün bahçemin
Kurumuş tohumları
Bekliyor yeni kıpırtıları
Minik parmaklarını tutarken
Dinliyorum öykülerini
Küçük perimin
Yanaklarında iki inci damlası
Hızarın budadığı
O eski dallarımın üstüne dökülen
Taptaze kan
Buradayım ben
Diyen
Ve zorbanın acılı çığlıkları üstüne
Kahredici bir coşkuyla çöken..
Serendip Altındal
🔻
13.01.2010
Çanakkale’de gürledin
Sakaryada çığladın
Ve İzmir’e sel olup indin
Söyle Mehmedim
O yattığın yerden
Vaktiyle
Eşini kara sabanını balanı bırakıp
At oynatarak koşturduğun
Boynu bükük geldiğin
Çanakkale’den
Ufukları delen
O yıldırım gözlerle tanışıp
O vakur duruşu gördükten sonra
Bakışın duruşun değişmişti artık
Kafan öyle bir yukarıda
Göğsün öylesine ilerdeydi ki
Zafer geliyorum diye haykırıyordu artık
Bak yine düşman dayadı
Vatanın bağrına hançerini
Duyuyorsan beni
Cevap ver
Şimdi bağrına dolan
O aziz toprakların içinden
Yalnız bu defa
Düşmanda o yürek olmadığından
Sokuyor şimdi hançerini
Kalleşçe
Dost bildiğin ellerle içeriden.
Serendip Altındal
🔻
07.02.2010
Yurt geneline bakıyorum
Özüm diyorum
Özüme bakıyorum
Ben’im diyorum
Ben kimim diye soruyorum
Önce insan
Sonra yurttaşım
O halde
Demokrat olmaksa maksat
O da önce
Benim hakkım diyorum.
Serendip Altındal
🔻
15.02.2010
Güzeldir tramvayım
Şıngır şıngır zilleri
Dumanlı başım üstüne
Bir ümittir esen
Açık penceremden içeri
Yalelli terelelli
Haydin bismillah
Ne de güzel kayıyoruz
Tepelerden aşağı
Koparmışız da bütün ipleri
Şıngırda şıngır
Tıngırda tıngır
Tramvayımın zilleri
Hüpleterek zıplatarak
Alım salım açılım koşan
Ve zilleri çalan
Bizim Dumrul vatman
Şırak dedi birden
Ola nedir ki o
Oy aman
Anam babam
Boku yedik şimdi
Ağzımda besmelem
Elimde tespihim
Ne olacak halimiz
Tutmuyor artık frenimiz.
Serendip Altındal
🔻
18.02.2010
Yepyeni bir rüzgâr
İçinde sen olmayan
Yanmış kanımın küllerini
Damarlarımdan süpürürken
Geriye kalan
Sert bir doku
Mermer gibi
Ve çözülüyor artık
Bileklerimin bağları
O baş ki omuzları üstünde
Gürül gürül
Eğilmiyor içi boşalmış kafaların ayaklarına
Biliyorum
Sen yine geleceksin
Güldür güldür
Yeniden yeşertmeye
Kurumuş hazadımı
Mavi bulutların özendiği
Kızıl yamaçlarımda
Mışıl mışıl uyuduğu
Yeşermeye başlayan tohumların arasında
Yüreciği yanık Mehmedimin
Anasının pak sütüyle özdeş
Beyaz ayım yıldızım süzülürken
Biliyorum yine geleceksin
Yanmış kanımın külleri
Damarlarımdan akıp giderken
Ve sen kardeş
Senin olmayanla uzaklarda
Senin olanın hasretiyle öleceksin.
Serendip Altındal
🔻
17.03.2010
Dün gece rüyamda
Dolaşırken
Evren otoyolunda
Az önümde kenarda
Elinde bastonuyla
Duruyordu Musa
Seyredip
Reklam panolarını şaşkın
Kıs kıs gülüyordu
İlerde biri ona
Baktımki İsa
Muzip ve çapkın
Ve ilerde bizimkiler
Diğerleri ve diğerleri
Bütün dünya kardeşlerim
Hepsi sıradaydılar
Kızgınmıydılar
Değil
Şaşkınmıydılar
Değil
Ama iğfal edilmiş
Küskün ve şaşkın
Ve çoğunluğu aç…
Binlerce sayfalık dinler tarihi belgelerinin sararmış sayfaları arasında, toz yutarak emek harcayan, bütün araştırmacıları sevgi ve şükranla anıyoruz (özellikle de Aytun Altındal’ı). Onların bize verdiği bilgilerin ışığında, dinler oluşkusunun bugünlere gelişimine bakıyoruz.
Bugün kimin kim olduğu, kimin elinin kimin cebinde olduğu tartışmaları içinde, kafalarımız karışırken, şirazesinden iyice çıkmış dinler kargaşası ve çatışkısıyla, hala sanal âlemlerin tozunu almakla uğraştığımızı fark ediveriyoruz. Ve fark ediyoruz ki, Tanrımıza bile el koymuşlar, onu bile paketleyip bizden gasp etmişler.
Bir yanda uygarlık masalları söylerken, diğer yanda geçmişin karanlığına gömmüşler bizleri. Kimliği, aşı, işi, sosyal güvencesi, insan gibi yaşama özerkliği ve geleceği çalınmakta olan, yerde yatan insan kardeşimizin üstünden atlayarak, içi boş, siyasetlerine alet eden ve Tanrımızı bile gasp eden bir azınlığın dışında, başka hiç kimsenin karnını doyurmayan sanal âlemlerin kozmetiği ile uğraşıyoruz.
Bütün bunlar bana, bizatihi insan tarafından, insanoğlunun erdemliliğine, tarifsiz bir ihanet ve işleyebileceği en büyük suç olarak görünüyor.
Serendip Altındal
🔻
25.04.2010
Söyle kardeş
Sen kimsin
Kimlerdensin
Paganmısın kristimi
Tötonmusun keşişmi
Ama Muhammedi ıskaladığın kesin
Nerede adalet, ahde vefa
Nerede vicdan
Nerede aklıselim
Nerede izan
Lazmısın çerkesmi
Kürtmüsün Habeşmi
Hastamısın ustamı
Yoldamısın yataktamı
Ya da unutulduğun yayladamı
Sende hepsi gibi yakında
Mikronla buluşacaksın
Orada kimbilir kimin kıçında
Kimin koynunda olacaksın
Ne dedin Duyamadım sesini
Boş ver
Unut hepsini
Kim ve nerede olursan ol
Tut ellerimi kenetlen
Kavuşsun birbirine avuçlarımız
Daha biz bizeyken burada
Gelde önce insan ol
Ve giderken
İnsan gibi yap jübileni
Birlik üstüne söyleşirken
Nasılda akıyor zaman
Fark edemiyor insan.
Serendip Altındal
🔻
28.05.2010
Adı yiğit
Özü Yiğit
Yiğidin oğlu
Bağrı yanık
Asil yürekli
Anadolu çocuğu
Korkmaz yüreği
Bükülmez bileği
Bakır kızılı Anadolumun
Burcu kokan
Güneş yanığı oğlu
Ve bahtı kararmış milletimin
Yeni umudu
Kılıçdaroğlu
Yürü aslanım
Kükret sesini
Yak alevini Anadolumun
Ulusunla tek bir yürek gürleyin
İnlesin yer gök
Titresin yüreği
Yedi düvelin yeniden
Kim tutabilirki sizi
Tandoğan’da uyuyan
O yüce volkan
Ses verdi birden
Ta derinlerinden
Kurumuş damarlarında
Korlar yükselirken
Ve Avrasya kırsalında
Güneş doğarken yeniden.
Serendip Altındal
Adı yiğit
Özü Yiğit
Yiğidin oğlu
Bağrı yanık
Asil yürekli
Anadolu çocuğu
Korkmaz yüreği
Bükülmez bileği
Bakır kızılı Anadolumun
Burcu kokan
Güneş yanığı oğlu
Ve bahtı kararmış milletimin
Yeni umudu
Kılıçdaroğlu
Yürü aslanım
Kükret sesini
Yak alevini Anadolumun
Ulusunla tek bir yürek gürleyin
İnlesin yer gök
Titresin yüreği
Yedi düvelin yeniden
Kim tutabilirki sizi
Tandoğan’da uyuyan
O yüce volkan
Ses verdi birden
Ta derinlerinden
Kurumuş damarlarında
Korlar yükselirken
Ve Avrasya kırsalında
Güneş doğarken yeniden.
Serendip Altındal
🔻
01.07.2010
Mümin ve imansız
Ahrette karşılaşmış
Birbirlerine sırtlarını çevirirken
Ezilmiş de onlara
Hayretle baka kalmış.
Serendip Altındal
🔻
26.07.2010
Böylesini görmesende
Olmaz olmaz demesende kafana estiği zaman
Memnun olmadıysan da sana giydirilmesine
Ben demiştim demende seni kurtarmaz
Otur oturduğun yerde ağlamaksa bütün yapacağın kardeş
Kulun ümmetinim de o zaman…
Sözün özü; Oku yukardan aşağı ve şayet aymaz kalacaksan, bak gör halini ‘BOMBOK’…
Serendip Altındal
🔻
08.08.2010
Gobiden Saharaya
Uraldan Hazara Anadoluya
Volga’ya Tuna’ya
At üstünde uyumadan
Asya Avrasya Avrupa
Ve Afrikalar
Koştukça uzayan geceler
Ağardıkça kararan günler
Bitmeyen dağlar ovalar
Upuzun dipdizi
Uzaktan öte ırak
Heybede azık
Bir var bir yok
Yürüdükçe yorgun
Ama hür ama dinç
O baş ki hep yukarıda
Ama kendi özgürlüğüne tutsak..
Serendip Altındal
🔻
12.08.2010
Çıbanı fazla büyütmeyeceksin
Vücuda zarar verir
Başını kesince
İrini boşalıverir.
Serendip Altındal
🔻
Hayatın kararmak üzere
Aymazlığı artık bıraksan
Yanlış ata eğer vurulmaz
Irak tut onu kapından
Rahatından yarım saatçik de olsan..
Serendip Altındal
🔻
05.10.2010
YENİ RİNDLERİN AKŞAMI
Yazıma burada noktayı koydum
Ufuklara doğru şöyle bir daldım
Ve gelgitimle baş başa kaldım
Omzu düşmüş akşamüstü
Özlediğim huzuru sunmak yerine
Ağlayarak bana sanki içini döktü
Aman dedim yerinde kalsın
Alelacele daldığım ufuklardan
Geri dönmem gereğini anladım
İşte dostlar
Böyle oluyordu galiba
Rindlerin akşamı artık
Ve ben şu anda hala
Bunu sorgulamaktayım
Ama sözler de bitmeliydi artık..
Serendip Altındal
🔻
06.11.2010, Burgaz
IŞIK OLABİLMEK
Annem oldun
Eşim
Karım
Sana medyunu şükranım
Bakıyorumda
Bana uzattığın eline
Işık olup doğduğun
Terk edilmiş yalnızlığıma
Ve bugün birlikte geldiğimiz güne
Benim güzide hayat arkadaşım
Hepimize sahip olan
Ve bizleri ayakta tutan
O tarif edilemez analık müktesebatın
Yaşarıyor gözlerim
Ve iniyor damlalar sessizce
Kimseye görünmeden
Sen ve bana verdiğin
Yavrularım
Anne ve tekrar anne olmak şefkatinle
Var ettiğin çocukların
Her şeyini katarak
Büyüttüğün torunların
Ah annem
Ah benim rakik yüreciği yaralı ceylanım
Ya sen olmasaydın
Ya sen ışığım olup
Karanlığıma doğmasaydın
Acaba bugün önünü görebilen
Ve bunları yazabilen
BEN olurmuydu diye
Kendime soruyorum.
Serendip Altındal
🔻
IŞIK ALABİLMEK...
Babamız oldun
Dedemiz,
Yerine göre arkadaşımız…
Psikolog, öğretmenimiz, kısaca her şeyimiz…
Bizleri doğru bildiğin yolda, gâvur topraklarda,
Laik, Demokratik, Atatürkçü Türk Gençliği olarak yetiştirdin.
Bizlerde sana medyunu şükranız…
Ne Mutlu Türk, Ne Mutlu Beşiktaşlı olduğumuza;
Ne Mutlu senin, sizlerin, çocuklarınız ve torunlarınız olduğumuza…
Sizleri çok seviyoruz ve şimdi biz kendimize soruyoruz!
Karanlıktan çıkarmasaydınız, ışığımız olmasaydınız,
Siz ikiniz olmasaydınız; “BİZ” ardından da
“TORUNLARINIZ” olur muydu acaba diye?
Allah uzun, sağlıklı ömürler versin sizlere..Başımızdan eksik etmesin inşallah.
Kızlarınız, torunlarınız, Okşan – Nilhan – Begüm Asya ve Azra
🔻
30.11.2010, Burgaz
MELTEM ŞAŞIRDI
MELTEM ŞAŞIRDI
Sema nın gözyaşları bulutlara süzülürken
Yıldız boyun eğiyordu ona çaresiz
Ay tunç olmaya uzaklarda kızarırken
Bilmiyorum niçin neden
Esiverdin birdenbire sen
Meltemin toz duman
Şaşırdığından
Ve kızdığından
Kahırlı yaşam öyküne
Esiyordu
Serendip dağlarına
Melahat ovalarına
Cavit denizlerine doğru
Bilmiyorum niçin neden
Esiverdin işte böyle birlikte sen
Ve geçiyordu günler haftalar aylar
Hızla ama ürperterek
Yeni vedalara doğru.
🔻
04.12.2010, Burgaz
Geliyor dörtnala
Dört at üstünde
Kırk elinde kırk anahtar
Kırk yerde
Pandora nın kutularını açmaya
Saçılıyor içlerinden
Altın halkalar Çil çil
Zil çalıp oynuyor kızlar
Haykırıyor yiğitler
Avaz avaz
Bizim bu ahde vefa
Bizim bu topraklar diye
Sen ise şikâyetlerinle
Kahır ve özrünle
Yalnız Sessiz Çaresiz
Ve de bitmiş
Uzanıyorsun
Baş başa kaldığın kaderinin
Terk edilmişler mezarlığına
Bütün unutulmuşları gibi tarihin
Ama biri var ki Tandoğan da
Lahit mezarda
Derin uykuda
Ebediyete kadar
Yatacak vatan evlatlarının bağrında..
Serendip Altındal
🔻
Burgaz, 14.02.2011
KIRSALIMIN AZAP BAHÇESİNDE
Bir hastalık sanki
Yıllardır tanımadığım
Ölüme yakın kahredici
Kuzeyden esen çılgın rüzgâr
Ve önüne kattığı azgın dalgalar
Her zaman olduğu gibi
Kırılıverdiler
Dalgakıranımda
Hepsi birer birer
Ben bana özgün
Kırsalımda
Emerken sütünü toprak anamın
Yalnız ama dopdolu
Yaşatıyorum
Azap veren sessizliğini
Senin
Üzülme kaldır başını
Bak etrafına
Gör halimi
Sana özlem dolu yalnızlığımı
O sorgulayan ve ıslak
Depderin gözlerinle
Senin
Ama sana özgün
Hadi gel de
Doklarda karanlık gecenin tülünü kaldır
Hisset sıcaklığını kutup ayısının
Sanki Gobinin kurağı gibi
Boynuna kadar gömüldüğün buzulda
Donarken birisi temmuz sıcağında
Yitirilmiş topraklarda
Hüzünlü güllerin solgun yaprakları arasında
Altında kurumuş asmanın
Hadi gel de
Kenetleyelim ellerimizi
Fırlatalım üstümüzden
Atalet pelerinimizi..
Serendip Altındal
🔻
24.03.2011
Seçime doğru
Birlikte yürüyoruz
Özgürlük ufuklarına
O büyük buluşmaya
Ahde vefanın beklediği
Kaderimizin yeniden doğacağı noktaya
Solu, sağı, ortası
Seçime doğru
Birlikte yürüyoruz
Özgürlük ufuklarına
O büyük buluşmaya
Ahde vefanın beklediği
Kaderimizin yeniden doğacağı noktaya
Solu, sağı, ortası
Ve tek yürek ulusuyla
Kuzeyi, Güneyi Batısı, doğusuyla
Yürekler bir Yumruklar sıkılı
Kemalce şarkılar dudaklarda
Hep bir ağız
Kadını kızı Genci ihtiyarı
Hepsi kardeş, hepsi yağız
El ele, adım adım
Ama kararlı
Çünkü bu vatan tek ve bizim
Ve tüm yüreklerimizin
Birlikte yürüyoruz
Ama tanıdık yüreklerde
Ezberlediğimiz imanla
Bir yavaş iki hızlı
Seçime doğru
O son büyük buluşmaya..
🔻
30.06.2011
Havada kurt kokusu var
Dağların üstünde bulutlar toplanıyor
Güneşse yakmadan parlıyor
Donuk, mat, küskün ve sessiz
Sanki fırtına öncesi suskunluğu bu
Kemiklerimiz iliklerimize kadar gerilmiş
Ve parmaklarımız nokta atışına kilitlenmiş
Yeniden taarruz emrini bekliyoruz
Ve yeniden güneşimizle aramıza giren o siyah perdeyi
Çekip fırlatma coşkumuzu yaşamak istiyoruz.
Serendip Altındal
🔻
30.11.2011
Anladık batılı olalım
Olalım da, ne yani
Hicazkârla salsa mı yapalım
Önce, özü sanaldan
Altını bakırdan
İbrişimi misinadan
Danteli paçavradan
İpekliyi pamukludan
İkisi de mavi gözlü olsada
Atamızı Johny Walkerden ayıralım
Akıllı olalım da
Öz değerlerimizin farkına varalım
Ve sarımsaklı işkembe çorbamıza
Avokado basmayalım
Diyelimde bitirelim söylemi
Ama son soruyu da kendimize soralım
Kökten yolunmuş yaban kazlarına
Acaba bir şey anlatabildik mi(?)
Serendip Altındal
🔻
22.02.2012
O KAYBOLAN SEVGİLİYE..
Karanlığın girdabında kördüğümümsün
Gölgelerin içinden bulup çıkardıysam da seni
Işıtamadan tekrar yitirdiğimsin
Açık, seçik ve saçılmış
Darmadağın bir yanlara fırlatılmış
Nedense sımsıkı bağrıma basamadığım
Ama her şeye rağmen hüsranla aradığım
Isınmak için içimde sakladığımsın
Acım, tatlım ve yalnızlığım
Bazen de yalnızlığımı fırlatıp
Birlikte olmayı arzuladığım
Ve akbabalar çöktüğünde sığınağımsın
Her daldığımda tiranların karanlığına
Hep içinde gördüğüm aydınlığımsın
Çöken akşamın ayazında
Batmakta güneş ürperip karşı yakada
Düşlerimde derdest olup dolanmış
Deli kızın sarı saçları gibi dağınık
Sanki ağlamaklı ve ellerime sarılmış
Pejmürde, annelik mihrabının altında kadınsı
Hepsinden öte şaşkınca dağılıyor ışınları
Çöken akşamın alaca karanlığında
Ben sana bağlı, sense hiç olmadığın kadar kayıplardasın
Hadi gel de erelim
Özgünlüğüne yazarlığımızın yeniden
Ve arıtalım sayfalarımızı geçmişin karanlığından
Daha fazla gecikmeden.
Serendip Altındal
🔻
13.03.2012
Yerinde olsam kalan yıllarımı değil ama ahını aldıklarımın beni nasıl uğurlayacaklarını sorgulardım. Öyle veya böyle nasıl olsa gideceğin yerde, hoş geldin diyenler, eline tutuşturuverecekler nane şekerini, üstünde,
Vur kapıya
Tık tık
Kapıyı açan
Kambur halan
Senden kalan
Billahi yalan
Diye yazan
ve rüzgâr gibi boku bokuna geçen hayat öykünü..
Serendip Altındal
🔻
29.06.2012
TANRI KATINDAN BİZİM KÖYE
Homosaphien
Tanrı katından
Bir bakteriydi
Dünyaya salınan
Hastalıkların yanı sıra
Arada can suyu da salgılayan
Hamurunda İblisle, Tanrıyı taşıyan
Sana gelince Âdem
Bak gör ki bu kadar
Senin için bu âlem
Gerisi mi?
Bolca kâğıt, kalem
Ve lay lay lom…
Serendip Altındal
TANRI KATINDAN BİZİM KÖYE
Homosaphien
Tanrı katından
Bir bakteriydi
Dünyaya salınan
Hastalıkların yanı sıra
Arada can suyu da salgılayan
Hamurunda İblisle, Tanrıyı taşıyan
Sana gelince Âdem
Bak gör ki bu kadar
Senin için bu âlem
Gerisi mi?
Bolca kâğıt, kalem
Ve lay lay lom…
Serendip Altındal
🔻
BAZEN ÇİZGİ ÖTESİNE UZANDIĞIMDA..
Renklerin derinliğine gömülürken arzular
Güzelyalı yakamozlarında son kez duraklar
Özlemle karıştırırken içlerinde anıları
Nedense onlar ağır ağır uzaklaşır
Geçmişi boylar
Belki de kalan en son anılar
Karşıdan bana doğru koşan küçük adımlar
Ve papatya tarlasında gelinciklere dolanan
O minicik ayaklar
Maytaplı yılbaşılar
Süslü çamlar
Yaş günleri, Herrenhausen’lar
Minik mumlu pastalar
Havuzlarda boneli küçükbaşlar
Ve anneleriyle kızlar
Hepsi sırada, hepsi hatırdalar
Sen, ben, onlar hepimiz büyüdük artık
Hüzünlü bakışlarımızdan kararsa da aynalar
Derken akşamı ettik bugün yine
Uzanır ellerim şimdi heyulamdan gökyüzüne
Yakalamak için ip atlayan yıldızları semada
Her ne kadar hepsi hayal olsa da
Ama içlerinde bir tanesi var
Farklı bir düşüncede, başka bir görüntüde
Bırakırda ipini arada sırada
Bana göz kırpar
Belki gizli bir duygusallıktır bu aramızda
Onun bildiği ama benim bilemediğim
İşte belki de buydu
Sonunda anlatmak istediğim
Sanki bir mabetten gizemli bir mesaj alır gibi
İçeriğini göremediğim
Sen, ben, onlar hepimiz büyüdük artık
Bakarken gözlerimin içine
Aynamda silinmekte olsada yavaşça benliğim..
En içten duygularımla bayramınızı kutlar ve aziz vatanımızda ailenizle birlikte bütün mutlulukların, ebediyete kadar sizinle olmasını dilerim.
Serendip Altındal
🔻
Binmişiz de bir delinin dingiline
Düşüyoruz birlikte zaman tüneline
Salmışız da evlatlarımızı
Fesadın rahle i tedrisatına
Dönüyoruz giderek
Mollanın ağılında koyuna
Serendip Altındal
🔻
26.09.2012
Coni boşuna bizim buralarda takılma
Emmioğlumun saflığına da kapılma
Gürlerse çağlardan akan sular yine meydane
Dönüverirsin pejmürde halinle anında virane
Dinle harami arifin sözünü
Yaşamansa sonun olur Türkün özünü
Sense uşağım, akil ol tut kafanı serin
Bil ki bu işin arkası sandığından da derin
Dikkatli ol gelme tufaya, deşilme sakın
Unutma ki rahmetli atan
Sana yüreğin kadar yakın
Serendip Altındal
🔻
13.10.2012
Âdem kardeş unutma! Dünya, ahret, mikro ve makrosuyla kozmos, kısaca tüm âlem, ‘benmerkezinle’ var olduğun kadar mevcuttur. Sonrası mı?
Dinle Âdem
Rüzgârın getirdiği sözü
Bil ki bu temel tefekkürün de özü
Her ne kadar
Gitmese de hoşuna
Dünya malına Saltanatın boşuna
Senin olsun eğrisiyle doğrusu
Sen ona desen geri kazanım da
Lakin biteceğin yer
Eninde sonunda
Atıklar kuyusu..
Yukarda ki dizemin ‘Geri Kazanım’ satırını, Âdem kardeşimin aşırı karamsarlığına gönlüm razı olmadığından; yine de ona bir çıkış yolu bıraktığıma yorumlayabilirsiniz. Mademki beşeriz, evrenin yasalarına da uymak zorundayız.
Karamsar olmaksa enayiliktir, şayet doğamız buysa. Ne var ki, bir zamanlar biz de vardık, kullanıldık ve atıldık. Dediğinizde, bilin ki evren sizin için sanal olmuştur artık. O halde ya siz masaldınız ya da kâinat bildiğiniz…
Serendip Altındal
🔻
19.03.2013
VATANSAL
Ağla vatan
Yan vatan
Bugün efkâr günündür
Satılmışlarca göstermelik kutlanırken
ÇANAKKALEN
Lanetli bulutlardır
Benimse üstüme çöken
Ve beni kahreden
Size ölmeyi emrediyorum
Hattı müdafaa yoktur
Sathı müdafaa vardır
O satıh da vatandır diyen
Cephede ölmeyen
Ama şimdi emanetçileri eliyle
O tertemiz alnından vurulupta yatan
Ve gözyaşlarını sanki bağrıma döken
Daha ne anlatsam ki sana vatan
Yeter fazla kahretme beni
Ümmetten dönme
Sonradan olma
Vatanına eş değerde birey yaptığı
Ve vatandaşım dediği
Cehennemliklerin yoluna
Boşuna helak olan yiğitleriyle beraber
Bağrında yatıyorken atan
Yeter fazla kahretme beni
Sen ondan öğren seni…
Serendip Altındal
🔻
29.03.2013
Beynimin dehlizlerinde dün akşam yine gezinirken
08.06.2013
03.10.2013
30.12.2013
ZİLLETLE YAŞAM..
Tencere dibin kara
Seninki alayımızdan da kara
Ulan utanmadan hala Sallıyorsun makara kukara
Allahım var deme
Şirk koyma tanrına
Salladığın yetmedi mi yıllarca
Şimdi ağlama boşuna
Nadim ol kandırma daha fazla
Ümmetini yok yere
Zira sende muhtaçsın
Sonda bir arşın peşkire
Kör inadı bırak
Zilletinden utanda biraz
Terk et fitneyi günah çıkar
Etme boşuna niyaz
Bindiysen de elin sandalına
Kaldıysan da Okyanusta artık tek başına
Ve boğuluyorken haram denizinde
Nasıl kafadır ki bu
ZURNAN hala elinde
Oysa son deliğisin
Bak bu halinle
Ve Musa’nın çocuklarının
Kafadan çürüttüğü partinle
Uyma daha fazla elin aklına
Hiç olmazsa sonunda
Gel artık imana
Kalan aklını kullan da gir adalet denen limana...
Serendip Altındal
🔻
03.02.2014
VUSLATIN ŞARKISI..
Minik pabuçların dama çıktı artık bak çocuk
İnsan denen beşer gör ki bölük pörçük
Lakin vuslatından asla kuşku duyma kızım Emine
İşbu âlem dönmüş olsa bile tersine
O mızrakların ucunda şimdi çamaşırlar asılı
Atı, iti, eri, avratı bil ki hepsi bizim buralı
Oysa o topukların altında yer yerinden oynamalı
Ah be çocuklar! Asıl sizi Tengri’ye sormalı…
Serendip Altındal
🔻
12.02.2014
Yarısı kesilmiş bir Anadolu
İdüğü belirsiz lejyoner dolu
Gerisi mi?
Kaknem kazulet
Kara çarşaflı bir alamet
Bize mi kalan
Ne gam ne kasavet
Ne vatan ne millet
SEN SAĞ BEN SELAMET…
Serendip Altındal
Düşüyoruz birlikte zaman tüneline
Salmışız da evlatlarımızı
Fesadın rahle i tedrisatına
Dönüyoruz giderek
Mollanın ağılında koyuna
Serendip Altındal
🔻
26.09.2012
Coni boşuna bizim buralarda takılma
Emmioğlumun saflığına da kapılma
Gürlerse çağlardan akan sular yine meydane
Dönüverirsin pejmürde halinle anında virane
Dinle harami arifin sözünü
Yaşamansa sonun olur Türkün özünü
Sense uşağım, akil ol tut kafanı serin
Bil ki bu işin arkası sandığından da derin
Dikkatli ol gelme tufaya, deşilme sakın
Unutma ki rahmetli atan
Sana yüreğin kadar yakın
Serendip Altındal
🔻
13.10.2012
Âdem kardeş unutma! Dünya, ahret, mikro ve makrosuyla kozmos, kısaca tüm âlem, ‘benmerkezinle’ var olduğun kadar mevcuttur. Sonrası mı?
Dinle Âdem
Rüzgârın getirdiği sözü
Bil ki bu temel tefekkürün de özü
Her ne kadar
Gitmese de hoşuna
Dünya malına Saltanatın boşuna
Senin olsun eğrisiyle doğrusu
Sen ona desen geri kazanım da
Lakin biteceğin yer
Eninde sonunda
Atıklar kuyusu..
Yukarda ki dizemin ‘Geri Kazanım’ satırını, Âdem kardeşimin aşırı karamsarlığına gönlüm razı olmadığından; yine de ona bir çıkış yolu bıraktığıma yorumlayabilirsiniz. Mademki beşeriz, evrenin yasalarına da uymak zorundayız.
Karamsar olmaksa enayiliktir, şayet doğamız buysa. Ne var ki, bir zamanlar biz de vardık, kullanıldık ve atıldık. Dediğinizde, bilin ki evren sizin için sanal olmuştur artık. O halde ya siz masaldınız ya da kâinat bildiğiniz…
Serendip Altındal
🔻
19.03.2013
VATANSAL
Ağla vatan
Yan vatan
Bugün efkâr günündür
Satılmışlarca göstermelik kutlanırken
ÇANAKKALEN
Lanetli bulutlardır
Benimse üstüme çöken
Ve beni kahreden
Size ölmeyi emrediyorum
Hattı müdafaa yoktur
Sathı müdafaa vardır
O satıh da vatandır diyen
Cephede ölmeyen
Ama şimdi emanetçileri eliyle
O tertemiz alnından vurulupta yatan
Ve gözyaşlarını sanki bağrıma döken
Daha ne anlatsam ki sana vatan
Yeter fazla kahretme beni
Ümmetten dönme
Sonradan olma
Vatanına eş değerde birey yaptığı
Ve vatandaşım dediği
Cehennemliklerin yoluna
Boşuna helak olan yiğitleriyle beraber
Bağrında yatıyorken atan
Yeter fazla kahretme beni
Sen ondan öğren seni…
Serendip Altındal
🔻
29.03.2013
Beynimin dehlizlerinde dün akşam yine gezinirken
Bir daha karşılaştık seninle
Elinde taşıdığın solmuş güllerinle
Yürüyordun sessiz adımlarla önümden
Dağılmıştılar ince telleriyle
Bembeyaz olmuş saçların gözlerinin üstüne
Sen miydin o, yoksa ben mi?
Ya da diğer aile bireyleri belki
Ötelerde bizi izleyen
Tam da geçmiş baharlarımızın ahengine dalmışken
Yoksa yeniden keşfettiğin babam mı
Ayak sesleri duyulan peşinden
Oysa beynin mekan değiştirmeye çoktan hazırdı
Kalbinse erken gelen göçe hala isyan ederken
Denir ki daha dün gibiydi
Minik torunun kabak başını okşadığın
Empatiyle anımsıyorum
Hilalin kucağında ki yıldızıyla
Dimdik duran o eski Marmara mehtaplarını
Ve şafağın süslediği, o bitmeyen beyin fırtınalarını
Birden ağlayan gözlerinle bana doğrulttuğun yüzün
Hiç sormaz olur muyum?
Nedendir Rab gönlüme dolan
Ve rüyamda bile yakamı bırakmayan bu hüzün
Hırsından titreyen bayrağın altında ki dağa kazınan
O haşmetli siluetinden kahırla bakan
Elinde taşıdığın solmuş güllerinle
Yürüyordun sessiz adımlarla önümden
Dağılmıştılar ince telleriyle
Bembeyaz olmuş saçların gözlerinin üstüne
Sen miydin o, yoksa ben mi?
Ya da diğer aile bireyleri belki
Ötelerde bizi izleyen
Tam da geçmiş baharlarımızın ahengine dalmışken
Yoksa yeniden keşfettiğin babam mı
Ayak sesleri duyulan peşinden
Oysa beynin mekan değiştirmeye çoktan hazırdı
Kalbinse erken gelen göçe hala isyan ederken
Denir ki daha dün gibiydi
Minik torunun kabak başını okşadığın
Empatiyle anımsıyorum
Hilalin kucağında ki yıldızıyla
Dimdik duran o eski Marmara mehtaplarını
Ve şafağın süslediği, o bitmeyen beyin fırtınalarını
Birden ağlayan gözlerinle bana doğrulttuğun yüzün
Hiç sormaz olur muyum?
Nedendir Rab gönlüme dolan
Ve rüyamda bile yakamı bırakmayan bu hüzün
Hırsından titreyen bayrağın altında ki dağa kazınan
O haşmetli siluetinden kahırla bakan
Anamın olduğu yerde vatan
Vatanın olduğu yerde ATAM
Rüyalarımda bile seni hiç unutur muyum?
ADAM GİBİ ADAM
Ağlanacak durumda Misak ı vatanın adamları
TEK TABANCA ADAM
Kadim ulusun bağrında gömülü atam
Ah ben sana nasıl yanmam
İste nasıl yoluna kurban olmam…
Serendip Altındal
🔻
Sattığın din iman
Yat uzan
Yattığın yerde kazan..
Serendip Altındal
🔻
4.06.2013
Kaldıysan ırak aslan sütünden ahbap
Oluyorsan ekşi ayranla mayhoş
Etme kendini daha fazla harap
Bil ki sırada bayramın da var
Uyan artık be bayramlık sarhoş
Sense otur oturduğun yerde
Adamın kafasını daha fazla attırma
Attırıp da özüne gamota
Hayyama da ağıt yaktırma…
Sense otur oturduğun yerde
Adamın kafasını daha fazla attırma
Attırıp da özüne gamota
Hayyama da ağıt yaktırma…
Serendip Altındal
🔻
04.08.2013
Her şeye rağmen:
Bakın ne olacak
Bekleyin seyreyleyin
İbretlik öykülerle söyleyin
Kendine ısrarla hava basan
Yakında öylesine ufalacak
Ki üstüne kazayla oturanın
Kıçında kaybolacak…
Çünkü emperyalist gemisinde siyaset, genelde hep böyle son bulur. O nedenle de zaten hep yurdun malı kalınmalıdır. Ki özüne hitap edip kalıcı olabilesin.
Serendip Altındal
🔻
TOPRAĞIN NEYDİ GÜNAHI..
Ufak ufak aşırırken üzümlerini komşumun
Kafalarını, gözlerini yararken
Körpe canlarına kıyarken
Üstünde yorgun ayaklarının
O bahar yürekli mektepli çocukların
Bak ne hale geldi birden hal i pür melalim
Ben ettim sen etme
Söyle be tanrım Şimdi günüm buysa
Acep nasıl biter benim istikbalim…
Serendip Altındal
🔻
17.10.2013
Nasıl işler bunlar Emmioğlum
Anlamsız bakma, yüreğimi dağlama böyle yine
Söyle de bilelim
Bulamadıysan çare yar olacak derdine
Gel tut ellerimden
Birlikte öleceksek ölelim
Bayram yalnızlığında ki gözlerinde
Islak kirpiklerin kırpışıyor
Damlaların yanaklarına süzülürken
Ve bende yalnızlığını seninle paylaşıyorken
Ahh olup çıkıverdiler kendi yaşlarım birden yüreğimden
Ötedekilerse acılarının sessizliğinde
İçin için ağlıyorken babasız
Aynı bayram gününde
Hem de rızıkları kesilmiş minikler
Boşluğa bakan gözleriyle
Anlamını yitirmiş ve ıslak camların gerisinden
Kim bilir belki de bu yüzden kabarmıştılar
İçimden Ahh olup çıkan gözyaşlarım yüreğimden
Ve bilemem nedense böyle bitirmek geldi yazımı
BUGÜN İÇİMDEN...
Serendip Altındal
Ufak ufak aşırırken üzümlerini komşumun
Kafalarını, gözlerini yararken
Körpe canlarına kıyarken
Üstünde yorgun ayaklarının
O bahar yürekli mektepli çocukların
Bak ne hale geldi birden hal i pür melalim
Ben ettim sen etme
Söyle be tanrım Şimdi günüm buysa
Acep nasıl biter benim istikbalim…
Serendip Altındal
🔻
17.10.2013
Nasıl işler bunlar Emmioğlum
Anlamsız bakma, yüreğimi dağlama böyle yine
Söyle de bilelim
Bulamadıysan çare yar olacak derdine
Gel tut ellerimden
Birlikte öleceksek ölelim
Bayram yalnızlığında ki gözlerinde
Islak kirpiklerin kırpışıyor
Damlaların yanaklarına süzülürken
Ve bende yalnızlığını seninle paylaşıyorken
Ahh olup çıkıverdiler kendi yaşlarım birden yüreğimden
Ötedekilerse acılarının sessizliğinde
İçin için ağlıyorken babasız
Aynı bayram gününde
Hem de rızıkları kesilmiş minikler
Boşluğa bakan gözleriyle
Anlamını yitirmiş ve ıslak camların gerisinden
Kim bilir belki de bu yüzden kabarmıştılar
İçimden Ahh olup çıkan gözyaşlarım yüreğimden
Ve bilemem nedense böyle bitirmek geldi yazımı
BUGÜN İÇİMDEN...
Serendip Altındal
🔻
ZİLLETLE YAŞAM..
Tencere dibin kara
Seninki alayımızdan da kara
Ulan utanmadan hala Sallıyorsun makara kukara
Allahım var deme
Şirk koyma tanrına
Salladığın yetmedi mi yıllarca
Şimdi ağlama boşuna
Nadim ol kandırma daha fazla
Ümmetini yok yere
Zira sende muhtaçsın
Sonda bir arşın peşkire
Kör inadı bırak
Zilletinden utanda biraz
Terk et fitneyi günah çıkar
Etme boşuna niyaz
Bindiysen de elin sandalına
Kaldıysan da Okyanusta artık tek başına
Ve boğuluyorken haram denizinde
Nasıl kafadır ki bu
ZURNAN hala elinde
Oysa son deliğisin
Bak bu halinle
Ve Musa’nın çocuklarının
Kafadan çürüttüğü partinle
Uyma daha fazla elin aklına
Hiç olmazsa sonunda
Gel artık imana
Kalan aklını kullan da gir adalet denen limana...
Serendip Altındal
03.02.2014
VUSLATIN ŞARKISI..
Minik pabuçların dama çıktı artık bak çocuk
İnsan denen beşer gör ki bölük pörçük
Lakin vuslatından asla kuşku duyma kızım Emine
İşbu âlem dönmüş olsa bile tersine
O mızrakların ucunda şimdi çamaşırlar asılı
Atı, iti, eri, avratı bil ki hepsi bizim buralı
Oysa o topukların altında yer yerinden oynamalı
Ah be çocuklar! Asıl sizi Tengri’ye sormalı…
Serendip Altındal
🔻
12.02.2014
Yarısı kesilmiş bir Anadolu
İdüğü belirsiz lejyoner dolu
Gerisi mi?
Kaknem kazulet
Kara çarşaflı bir alamet
Bize mi kalan
Ne gam ne kasavet
Ne vatan ne millet
SEN SAĞ BEN SELAMET…
Serendip Altındal
🔻
19.03.2014
Şiirler Ayetler gibidir, zamanı gelince inerler. Sipariş üzerine yazılanlarsa, nane şekeri manilerine veya tek yaratansız dini risalelere benzerler, yani gönül köprüleri yoktur. Çünkü en büyük gizem tanrı suretindeki insan evladının kendi özeğidir…
19.03.2014
Şiirler Ayetler gibidir, zamanı gelince inerler. Sipariş üzerine yazılanlarsa, nane şekeri manilerine veya tek yaratansız dini risalelere benzerler, yani gönül köprüleri yoktur. Çünkü en büyük gizem tanrı suretindeki insan evladının kendi özeğidir…
Ezersem büzülür
Budarsam acıtırHıdır halin budur
Bu küskünün adalet çağrısıdır
Duysan da olur
Duymasan da
Aldırsan da
Aldırmasan da
Dolsa da kutular
Telef olsa da körpe yavrular
Gecikse de bazen haklar
Tutulmasa da sözler vaatler
Sonda akanlar kurur
Acılar durur
Hep tanrıyla aldatmakla hiç olmaz
Çünkü hak asla yerde kalmaz
Karı, buzu ısıtmasan da su olur
Ve inan ki her daim adalet yerini bulur…
Serendip Altındal
🔻
14.04.2014
YOKSULLUĞUN FELSEFESİ..
Atam uzun oturuyordu Dolmabahçe’de
Bense renkleri seçtim
Dalgaların üstüne döşedim
Kelimeleri alıp üstlerine serpiştirdim
Sonra geçip karşıdan izledim
Kırmızıydılar
Yer yer de beyaz
İlk ışıklar kırılıyordu dalgalarda
Gölgeleri kâh orada kâh burada
Ağır ağır çekiliyordu artık karanlık
Görünüyordu karşı sırtların ardında aydınlık
Hemen hüsranımı kalbime kilitledim
Atam yine uzun oturuyordu Dolmabahçe’de
Benimse yeni umutlar yüreğimde
Ve usulca Diyojenin elindeki mumu üfledim…
YOKSULLUĞUN FELSEFESİ..
Atam uzun oturuyordu Dolmabahçe’de
Bense renkleri seçtim
Dalgaların üstüne döşedim
Kelimeleri alıp üstlerine serpiştirdim
Sonra geçip karşıdan izledim
Kırmızıydılar
Yer yer de beyaz
İlk ışıklar kırılıyordu dalgalarda
Gölgeleri kâh orada kâh burada
Ağır ağır çekiliyordu artık karanlık
Görünüyordu karşı sırtların ardında aydınlık
Hemen hüsranımı kalbime kilitledim
Atam yine uzun oturuyordu Dolmabahçe’de
Benimse yeni umutlar yüreğimde
Ve usulca Diyojenin elindeki mumu üfledim…
Serendip Altındal
🔻
Sakla samanı
Bırak eyyamı
Duy artık kapının önünde çalan zamanı
Sorma nedir nedendir
Bil ki illetin nedeni sendendir
Etme eyleme, büzme büzülme
Anla ki bu âlem sensiz daha da güzeldir
Yettin gari
Çektirme daha fazla çile
Dertli bülbül bile bak gülüyor haline
Her ne kadar kulun seni sevse
Ve yularını verse de eline
Sonun başındasın
Bak âlemde gülüyor sana nedense
Bu senin fıtratın
Desem de inanma sakın
Ama sen yinede kendini adam olanın şerrinden sakın
Artık gel imana ya Seydi
Bitsin gari bu oyun
Uzatmalarsa hiç çekilmezdi
Kokulu pabucu yemeden sende kafana Akıllı ol
Gel indir şu perdeyi haydi...
Bu şiirimi, benim gibi bugün doğum günü olanlara ve tüm kendi yaradılışından sorumlu olmadığını; ama yarattığından sorumlu olduğunu bilenlere de armağan ediyorum…
Serendip Altındal
🔻
25.06.2014
25.06.2014
KUKLACI TERÖRİST
Kâh anılarımın anası ağlar
Asıl vatan ağlarken
Yoldan çıkanlar
Seninde benimde yüreğimizi dağlar
Çağların ötesinden
Rüzgârın ve bu toprakların çığlıklarını dinliyorum
Bak rüyasız oldular artık gecelerim
Çoğu zamanda uykusuz kalıyor gözlerim
Dön haydi gel artık acıyı bitir
Bil ki avuçlarımdaki başım seninledir
Ve hasretinle avdetini bekliyorum
Yanan köyünün dumanları arasında
Fidan gibi boynu bükük siluetini görebiliyorum
Ah o ırzına geçilen çocuk yaşta bakirem
Vah benim yüreciği vurgun yemiş güzelim
Umutları yaralı ceylanım
Öpemesem de yaşların çağladığı gözlerini
Tutamasam da titreyen ellerini
İnan ki senin acınla hırsımdan titriyorum…
Serendip Altındal
🔻
18.02.2015
ÖZGECAN’A
Uğurlar olsun varacağın o son yere, küçüğüm
Yoksun artık hıçkırıkların ve ruhun kadar güzel yüzünle
Kucak dolusu sevgilerim seninle kördüğüm
Ama hiç tanımadığın on binlerse, aynı sevgilerle seninle elele...
Serendip Altındal
🔻
Burgaz, 27.03.2015
BAYRAM ŞEKERİ
Saat beş buçuk
Biz yine kalktık
Ahde vefa dağına bir halat attık
Sonra birlikte tırmandık Tırmandık
Ama bir türlü zirveye varamadık
Ve nihayet öğrendik ki
Birliği kurmadan asla da varamayacaktık...
Saygılarımla,
Serendip Altındal
🔻
05.08.2015
UVERTÜR
🔻
05.08.2015
UVERTÜR
Dün akşam ruhumu yine rüzgâra saldım
Aklım boşta kaldı
Zaten seher de buna alışıktı
Bülbülse miyavlıyordu
Uykusuz gecenin yitiğinde
Karanlık çözülürken
İki minik baykuşum uykuya daldılar
İri gözleri aydınlığa kapalı
Ve kulakları sessizliğe
Zira fedakâr ana doyurmuştu onları
Gidip gelip avlanarak
Şafağa kadar
Oysa limanda bir yerde
Bir yetim yavru
Aç uyumuştu ta gün atıncaya kadar
Ben bana kızgın
Ve amiyane bakan ufka dargın
Elimin ayasıyla kelimi okşadım
Bir yanda anımsarken bunları
Öte de ezber bozan
Sallıyordu yine desteksiz
Sordum kendime acep bu ben miydim?
Oysa yok sayılmalıydı o densiz
Benden cevap gecikti
Bilmem dedi bülbül
Artık ağlıyorken sebepsiz
Bu sefer benim aklım karıştı
Neyse ki yüreğim bu defa bendeydi
Ve bu kez onu sabah Poyrazına salmadım…
Zira fedakâr ana doyurmuştu onları
Gidip gelip avlanarak
Şafağa kadar
Oysa limanda bir yerde
Bir yetim yavru
Aç uyumuştu ta gün atıncaya kadar
Ben bana kızgın
Ve amiyane bakan ufka dargın
Elimin ayasıyla kelimi okşadım
Bir yanda anımsarken bunları
Öte de ezber bozan
Sallıyordu yine desteksiz
Sordum kendime acep bu ben miydim?
Oysa yok sayılmalıydı o densiz
Benden cevap gecikti
Bilmem dedi bülbül
Artık ağlıyorken sebepsiz
Bu sefer benim aklım karıştı
Neyse ki yüreğim bu defa bendeydi
Ve bu kez onu sabah Poyrazına salmadım…
Serendip Altındal
🔻
30.10.2015
CUMHURU BİRLİKTE KUTSADIK..
Çıplak gelmiştin
Yine çıplak gideceksin insanoğlu
Hiç kuşkun olmasın
Zannetme ki ocağın hep böyle yanacak
Tabutunu belki de
Selam bile vermediğin komşun taşıyacak
Bağrını börtü böcek kemirirken
Gözlerin toprak dolacak
Değil Sultan Hazret bile olsan
İnanki sonunda seninde bokun donacak…
Serendip Altındal
30.10.2015
CUMHURU BİRLİKTE KUTSADIK..
Çıplak gelmiştin
Yine çıplak gideceksin insanoğlu
Hiç kuşkun olmasın
Zannetme ki ocağın hep böyle yanacak
Tabutunu belki de
Selam bile vermediğin komşun taşıyacak
Bağrını börtü böcek kemirirken
Gözlerin toprak dolacak
Değil Sultan Hazret bile olsan
İnanki sonunda seninde bokun donacak…
Serendip Altındal
🔻
27.02.2016
HALÜSİNASYON..
Erdin mi muradına
Bak güzelim ülken
Oldu sana Arabistan
Derdinden de anlamaz
Ümüğünü sıkmadan
Birde Atatürk olmadan
Şimdi otur da çöz düğümü bakalım
Tayyip Sultan
Anla artık tutmuyor dikişler
Demek ki
Kurusıkı sallamakla da çözülmezmiş bu işler…
Serendip Altındal
🔻
03.06.2016
Binali’misin Binbirali’mi
Girmeye kalkarsan Havva ile gerdeğe
Düşüverir şakülün ayağının dibine
Ötede Âdem gülerken haline
Her düzün bir yokuşu
Her tramvayın bir hangarı vardır
Gemilerim var da deme sakın
Mezarsız can olur da
Kızaksız gemi yoktur
Bil bunları da devşir kendini
Birileri patlatmadan enseni
Dinle bu sözleri be pusulasız kaptan
Senden yaşça da büyüğüm birkaç santim
Ve tecrübe konuşur her daim
Yoksa bakarsın yine tura çıkar senin vatman
Şaşırma
Şaşırtma
Otur da oturduğun yerde
Selefin gibi sende bir yanına yaptırtma
Tavrın, bakışın bile aynı
Ayağının türabı olduğun ustanla
Dikkat et de karıştırmasınlar sonra seni
Hıyar tarlasındaki kurumuş kavakla
Bak bir anda düştün politik meydane
Tavsiyemi tutup halvet ol da komşunla
Giderken voleyle değil; ama gidersin belki de havanla…
Serendip Altındal
Serendip Altındal
🔻
13.09.2016
KILIÇDAROĞLU'NA
Encamını gördüm ki bendensin
Bende senin kanındanım bilesin
O halde bırakma tek başıma da beni üzme
Gör, kanım bile akıyor ağlayan yüreğime
Gel o zaman el ele sarılalım
Ve bizi vatansız koyacaklara
Bunun hesabını soralım
Bak vatanın bağrına düşman dayamış yine hançerini
Ama delemez bu ahde vefa yüklü çelik bedeni
Sen, ben, o biz kâfire yeteriz
Çünkü aynı ORDUMİLLET ve her daim aynı tek bedeniz…
Serendip Altındal
🔻
🔻
18.12.2016
UNUTMAK
Ötme kuş, ötme
Körpe şimdi ekildi toprağına, uyanacak
Belki de neler olduğunu henüz anlayacak
Ötelerden kana doymuş toprak, ulu kışlaya doğru isyanla haykırıyor
Ve boynu devrik anacığın yüreği, daha tutuşturamadan harlıyor
Bizim içinse her gün gibi bitiyor, bak solmada akşam
Dertli başımı yastığıma koysam da bende artık uyusam
Uyusam da keşke her şeyleri unutsam…
Körpe şimdi ekildi toprağına, uyanacak
Belki de neler olduğunu henüz anlayacak
Ötelerden kana doymuş toprak, ulu kışlaya doğru isyanla haykırıyor
Ve boynu devrik anacığın yüreği, daha tutuşturamadan harlıyor
Bizim içinse her gün gibi bitiyor, bak solmada akşam
Dertli başımı yastığıma koysam da bende artık uyusam
Uyusam da keşke her şeyleri unutsam…
Serendip Altındal
🔻
01.08.2017
HÜSRAN..
Aşkın sesi yankıyordu uzaktan
Utanmazın avazı kucaklamıştı onu yalandan
Birlikte meşk oldular
Huşu içinde önümüzde secdeye yatan günler
Bir yatsı ezanında muhtemel ki o son buluşmayı bekler
Sen ben ve iri güller
Söyle şimdi onlar neredeler
Ben sen ve ilkelerimiz
İpte asılı çamaşırlar gibiyiz
Bil ki budur elde kalan tek bildiğimiz
Söyle şimdi onlar neredeler
Ben sen ve ilkelerimiz
İpte asılı çamaşırlar gibiyiz
Bil ki budur elde kalan tek bildiğimiz
Tanın kızarttığı gökyüzü
Suratıma şaşkınlıkla bakmadıkça
Hüsran yok sayılır
O buruk suratta yaşlı gözlerden damlalar akmadıkça
Ve ben hicrana hicran bana doymadıkça…
Serendip Altındal
🔻
19.06.2018
19.06.2018
VAR OL..
Aryan diyarı
Kıpçak yöresinden
Ön Türk Destanları
yaşamış
Tarihi Karadeniz’den
Rüzgârıyla esiyor
Geleceğin dostu
Öğretmen Muharrem
Ülke sathında çoğalan
bir sessiz gürültüyle
İnce ince
Gırtlağına kadar
battığın borç batağında
Yaşamadın mı kahrını 16
yıldır yeterince
Ve aşını, işini,
sağlığını yitirince
Artık varmış olmalısın
ortak bilince
Haydi, bakalım o zaman
Kutlu ol, mutlu ol, var
ol!
Ama 24 Haziran da
gönlünce…
Serendip Altındal
🔻
Bizim kalbimiz Atatürk kalbidir,
Mevlana kalbidir ve
rıhtımlarında bize yer olmayanları
bile barındırabilecek limandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder