Vakitsiz
terkedilmiş, oysa kırsal bölge çocuklarımızın kendi yöre ve aile ocaklarında,
çağdaş bireylere dönüştürüldüğü Köy Enstitülerimizin eksikliği, bugün ne
yazıktır ki kahreden bir idrakle tarafımızdan, sadece hissedilmektedir. Ülkenin
başındaki AKP ve Başkanlarının oluşturduğu aşiret Hükümeti vasıtasıyla Türk
Ulusuna ve bağımsızlığına karşı bugün emperyalistin bir seferberlik ilan etmiş olduğuna
bakınca, yakında ülkemizde taşların, İstiklal döneminde olduğu gibi tekrar
kızarmaya başlayacakları da kendiliğinden anlaşılmaktadır.
Çünkü
Türk Ulusu asla andını yerde bırakmaz. O halde gerisini Türk’üm diyemeyenler
düşünsün ve istedikleri zirveyi de yapsınlar. Şişirme yandaş zirvelerinden çıkan
Erdoğan Başkanlığı da, kendilerini tarihin iz bırakamayanlar kervanına
katılmaktan kurtaramayacaktır artık.
Bir zamanların ihtilalci Sosyalizm
kavramının yerini bugün kalıpsal bir biçimlenim olmayan, evrimci sosyal
demokrasi tanımının aldığı görülüyor. Ne ki ikisinin de kökeni Marksist’tir. Ulus
düşmanı küreselci Liberal kapitalizm ise ömrünü artık tamamlamak üzeredir.
Sosyal
demokrasi deyince de asarı atik ulusal bünyelerde farklar, şartlar, kültür, töre
ve etnik geleneklere göre ayrışan, yerleşik sosyal yapıların, farklı sosyalist
demokrasi uygulamalarını, ötesinde pratiğe monte edecekleri, hatta etmek
zorunda kalacakları da kendiliğinden anlaşılmaktadır. Çünkü kefen giyecek
Liberal kapitalizm yerine, illaki kendi şartlarında bir tür Ulusal Devletçi Sosyal
Demokrasi, yakında hepsi için farz olacaktır.
Dünya genelinde 1950’ lerden beri
var olan Sosyalist Demokrasinin, bizim ülkemizde adı var kendi yok kısır
denemelerden öteye gidemediğini biz de kısmen –Ecevit dönemi - yaşadık. Zamansız
ayrılmak zorunda kaldığımız Köy Enstitülerimizin, bilhassa da kızlı, erkekli
köy gençlerimizin ve dolaylı olarak da ailelerinin eğitiminde, kısa da olsa nasıl
tarifsiz olumlu bir evrim yarattığı ve bugünde yaratacak olduğu, şimdi çok daha
iyi anlaşılıyor ve o okulların büyük eksikliği de o nispetle hissediliyor, kahırla
yâd ediliyor.
Çünkü ülkemizde W. Brandt’ların,
Olof Palme’lerin Sosyal Demokrasilerinin yerleşebilmesi için, bilhassa da
seçmen kültürü düzeyimizin en az Kuzey Avrupalı seviyesinde olması
gerekmektedir. Oysa bizdeki kendisine seçmen denilen, milli müktesebatımızı
paylaştığımız ve Köy Enstitülerinin sıcak ana kucağından, biranda cami kapısına
terk edilmiş kırsal kitlenin, bugünkü trajikomik durumu yürekler acısıdır.
Üstüne de şayet yakın arada mandacısından kurtulamazsa, çok daha acınacak
duruma da düşecektir.
Hadi
gel de şimdi, bizim Sultan Başkanlar ülkesinde Köy Enstitülerimize rahmet
okuyup, ağıt yakma! Şayet o Enstitüler yaşatılsalardı bugün böylemi olurduk
deme! İşte Türk Ulusunun bugünkü tek açmazı da budur aslında, yani Sultan
bahane. Çünkü o zaman ne Sultan ne de Saray olabilirdi.
ABD
bugünleri daha 1947’lerde görüp o okulları 1955’lerde de bugünler hatırına
bilinçli kapattırmadı. ABD emperyalist misyonunun gereksinimlerini yerine
getirmişti sadece. Oysa biz kendi elimiz ve aymazlığımızla bugünleri kendimize
kader yaptık. Şimdi de elimiz mahkûm. Ya bundan sonra aydın, milliyetçi ve tam bağımsız
gençler yaratmaya tekrar başlayarak bu yamuğu acilen düzelteceğiz ya da
düzelteceğiz.
Trump’ın
parmağı değdikten sonra, NATO zirvesinden yeni bir talih(!) kuşu daha indi
kafamıza. Uluslararası siyasa jargonunda terör suçlusu ilan edilen Erdoğan’ın,
aralarında ne aradığı sorgulanması gereken zirveden ‘ya birlikte ol bize de
ödemeni yap, ya da yok olmanı sağlayalım’ uyarısı yapılmış olmalıdır muhtemelen
kendisine. O halde talep edilen ağır ödemeyi kendi cebinden yapmayacağına göre
de, kıçlarında şimdilik sadece bir don bıraktığı kaderci milletin yine ümüğünü
sıkacak demektir sonuçta. Öyle ya çakma darbe ürünü OHAL ve KHK’lar ne için
vardır sanıyorsunuz.
Bir
Devlet Başkanından ziyade, varoşlarda büyümüş, duruşu bile faul, bir tek adam
şovmeni olarak izlenim yaratan Trump görüntülerinde, civarında Papa dâhil
parmak atmadık adam bırakmadığına bakınca; sakın bizimkilere de parmağı basmış
olmasın diye ister istemez düşünüyor insan…
Serendip
Altındal