Evet,
asla böyle gitmez ve böyle de bitmez. Yeni bir Dünya düzeni gerekiyor. Ne var
ki bu düzeni, artık ağır kokusundan yanına bile yanaşılamayan çürümüş emperyalist
ABD ve palikaryaları kesinlikle belirleyemez. Ve hiç kuşku da yok ki, anasından
insan evladı olarak doğmuş olanların dünyası olacaktır yakın geleceğin yenidünyası
artık. Yoksa oturdukları yerden tüm dünya sakinleri adına ahkâm kesen, üç beş
içi boşaltılmış insan artıklarının ya da yaftalıların değil.
İnsan
Hakları beyannamesinin veya insanlık anayasasının gerçek hükümleriyle yaşam
statüsünün, herkes tarafından kabul görme zorunluluğu, bütün dünya uluslarının
ortak amentüsü haline getirilecektir. Ve insan evlatlarının ihtiyacı
olan olmazsa olmaz adil yaşam düzeyi de, mutlaka bu yenidünyanın asal ve tek yaşam
felsefesi olacaktır.
Rusya Ortadoğu da, ne yazık ki bugün
tökezlemiş; ama hasretle ve iştiyakla özlenen, yeniden ayaklarının üstünde
olması arzu edilen eski huzurlu düzeni, kendi huzuru adına da yeniden
sağlayabilmek üzere artık yola çıktı. Bu yürüyüşe set çekebileceğini sananlar
da yoluna çıktıkça, menşelerine bakmadan bozuk para gibi harcayacaktır şüphesiz.
Yani kim teröre destek çıkarsa, nasibini alacaktır, ona göre haberleri olsun. Buna
bir şey söylemek gerekirse; “Allah Ruslardan razı olsun” söylemi; güncel
şartlarda, bütün elle tutulabilir akli düzeye sahip insan evlatları adına,
topluca mağdur oldukları bu evrensel hastalığa en yakışan temenni olacaktır.
Bu olgudan alınacak ders ise,
Müslüman, Hristiyan fanatiği ya da ne halt ise her haddini bilmezin, şayet bu
yeni Dünyada yaşam hakkına sahip olabilmek istiyorsa, mutlaka hizaya gelerek
haddini bilmek zorunda kalacağıdır. Ki olması gereken de işte tam da budur.
Hele de bu konuda, muktedir olduğu söylenenleri, hiçbir kıymeti harbiyeleri
olmadığından, kimsenin iplediği de yoktur aslında.
Diğerlerini
de saymazsak, aktif görevdeki ve bize göre de aslında Türkiye’mizi bile temsil
edemeyen bir Davut’un oğlu; ama diğer yanda temsil ettiği ABD devşirmesi ve
kılkuyruğu hükümeti adına Ruslara itiraz koyabilecek, bu dünyada ki en son adam
bile olamaz. Ve buradan da anlaşılıyor ki, eski dünya, belki de Suriye’de devinimini
tamamlayacaktır İnşallah. O zaman tüm sebep olanlara teşekkür ederiz artık...
CHP seçim bildirgelerini ardı ardına
sıralıyor. İyi de yapıyor; ama bu bildirgeler Kemalist altı oklu CHP özeğine
dönüşüm sinyalleri vermekten öte, aslında çok mütevazı cüzdanlara sahip seçmen
vatandaşların, sadece ekonomi paradigmalarına daha fazla hitap eden bir nitelik
taşıyor. Ki bu kadarı da, ulusal ve tam bağımsız milli değerleri temsil etmek
zorunda olan bir CHP olabilmek için, kesinlikle yeterli değildir bilesiniz. Bu
durum CHP’yi sadece salt düzeysiz, kimliksiz, sıradan, AKP hiçliğinde bir parti
haline getirir. Ve asla da unutmayın ki, balans çelmeniz nedeniyle ruhları bir
türlü huzur bulamayan öz CHP’liler tarafından da, dikkatle izlenmektesiniz ve
sonuna kadar da izleneceksiniz.
Ve
ne yapıp yapıp öz kimliğinizle barışmanın yolunu da, müşterek milli selametimiz
adına biran önce bulun derim ben. Şimdi bunları söyledik diye, ahde vefayı ve ortak
aklı bir kenara fırlatarak, CHP ye rey vermeyeceğimizi de sakın ola düşünmeyin.
O halde, tarafsız ve dürüst bir cevap almaya atıfta bulunduğumuzu da belirterek,
şimdi bir soru soralım. Pekiyi bu kararımız, sahiden sizleri sorumluluktan
kurtaracak ve/veya mevcut imaja rağmen mutlu kılacak mı?
Eğri oturalım; ama yine de doğru
konuşalım. Altı ok kimliğine dönüldüğü veya aslında dışında olunmadığı, şayet bütün
parti yönetimi tarafından imzalanmış bir deklarasyonla, herkesin anlayacağı
şekilde açık ve seçik beyan edilmezse, bütün çabalarınız boşuna çıkar,
bilesiniz. Artık açık kartlarla oynayalım da, kimse de kimseyi kandırmaya devam
etmesin bundan böyle.
Esasen
böyle bir durum, artık bayağı bayağı okuyup tartışmaya başlayan durgun ve
küskün halk kitlelerini ve bilhassa da hedef kitle olarak betimlediğiniz genç
kuşakları bile tatmin etmekten yine çok uzakta kalacaktır, acaba bunun da farkında
mısınız? Şayet CHP tarlasında beklediğimiz ürün yeşermezse, o zaman yine de
kendi gayretiyle meclise girebilecek tek Kemalist parti olduğu söylenebilecek bir
Vatan Partisi, kesinlikle de bizleri çok mutlu edecektir.
Ülkemizde ki kahrolası ABD askeri mevcudiyetinin,
İncirlikten Diyarbakır’a sıçraması, aslında kendi riskini taşır ve bu durum bizim
kararlı TSK’mız için de hiçbir anlam ifade etmez. Yani PKK eşkıyasını, ABD
karargâhında bile saklanıyor olsa çeker vururuz. Ne ki bu sıçramanın ana
nedeni, Rusya’nın Suriye harekâtına muadil bir çakma gövde gösterisidir. Sanki
bir halt yiyecekmiş gibi(!). İyi de böyle bir konuşlanma, bu durumda ki bir ABD
hesabında neleri değiştirebilir ki, sadece daha fazla gülünecek hale düşmekten
veya bir yalancı pehlivanın gövde gösterisi olmaktan öte.
Bu
bağlamda, ABD ye söylenecek en son sözümüz olsa olsa; “PYD’yi
filan eğitip donatarak teröristin kuyruğunda, elinde kalan son kimliğinden de
olmadan, delikanlı gibi kendi ordunla düşündüklerini yap da, görelim ve adamdı
diyelim hiç olmazsa arkandan. Yoksa pilin sahiden de bu kadar sıfırladı mı
artık” demek olurdu herhalde.
Aynı bağlamda Katar, Suudi Arabistan
gibi emperyalistin kılkuyruklarını ciddiye almaz, bir de bunlara Türkiye’de ki
kıç kenelerini eklerseniz, geriye kalan ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve bazı
çok uluslu yandaş tüfeklerle bir olup, bir de haddinizi aşarak sapına kadar haklı
olan Rusya’yı protesto etmeye de kalkarsanız, inanın insanı ancak güldürürsünüz.
Ve
bu hususu bilhassa da, artık son oldubittilerini oynayan Erdoğan Efendi, aklını
kullanıp çok daha ciddiye almalıdır…
Serendip
Altındal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder