4 Ekim 2015 Pazar

SURİYEDE SON BULACAK..

           Evet, asla böyle gitmez ve böyle de bitmez. Yeni bir Dünya düzeni gerekiyor. Ne var ki bu düzeni, artık ağır kokusundan yanına bile yanaşılamayan çürümüş emperyalist ABD ve palikaryaları kesinlikle belirleyemez. Ve hiç kuşku da yok ki, anasından insan evladı olarak doğmuş olanların dünyası olacaktır yakın geleceğin yenidünyası artık. Yoksa oturdukları yerden tüm dünya sakinleri adına ahkâm kesen, üç beş içi boşaltılmış insan artıklarının ya da yaftalıların değil.

İnsan Hakları beyannamesinin veya insanlık anayasasının gerçek hükümleriyle yaşam statüsünün, herkes tarafından kabul görme zorunluluğu, bütün dünya uluslarının ortak amentüsü haline getirilecektir. Ve insan evlatlarının ihtiyacı olan olmazsa olmaz adil yaşam düzeyi de, mutlaka bu yenidünyanın asal ve tek yaşam felsefesi olacaktır.


            Rusya Ortadoğu da, ne yazık ki bugün tökezlemiş; ama hasretle ve iştiyakla özlenen, yeniden ayaklarının üstünde olması arzu edilen eski huzurlu düzeni, kendi huzuru adına da yeniden sağlayabilmek üzere artık yola çıktı. Bu yürüyüşe set çekebileceğini sananlar da yoluna çıktıkça, menşelerine bakmadan bozuk para gibi harcayacaktır şüphesiz. Yani kim teröre destek çıkarsa, nasibini alacaktır, ona göre haberleri olsun. Buna bir şey söylemek gerekirse; “Allah Ruslardan razı olsun” söylemi; güncel şartlarda, bütün elle tutulabilir akli düzeye sahip insan evlatları adına, topluca mağdur oldukları bu evrensel hastalığa en yakışan temenni olacaktır.

            Bu olgudan alınacak ders ise, Müslüman, Hristiyan fanatiği ya da ne halt ise her haddini bilmezin, şayet bu yeni Dünyada yaşam hakkına sahip olabilmek istiyorsa, mutlaka hizaya gelerek haddini bilmek zorunda kalacağıdır. Ki olması gereken de işte tam da budur. Hele de bu konuda, muktedir olduğu söylenenleri, hiçbir kıymeti harbiyeleri olmadığından, kimsenin iplediği de yoktur aslında.

Diğerlerini de saymazsak, aktif görevdeki ve bize göre de aslında Türkiye’mizi bile temsil edemeyen bir Davut’un oğlu; ama diğer yanda temsil ettiği ABD devşirmesi ve kılkuyruğu hükümeti adına Ruslara itiraz koyabilecek, bu dünyada ki en son adam bile olamaz. Ve buradan da anlaşılıyor ki, eski dünya, belki de Suriye’de devinimini tamamlayacaktır İnşallah. O zaman tüm sebep olanlara teşekkür ederiz artık...


            CHP seçim bildirgelerini ardı ardına sıralıyor. İyi de yapıyor; ama bu bildirgeler Kemalist altı oklu CHP özeğine dönüşüm sinyalleri vermekten öte, aslında çok mütevazı cüzdanlara sahip seçmen vatandaşların, sadece ekonomi paradigmalarına daha fazla hitap eden bir nitelik taşıyor. Ki bu kadarı da, ulusal ve tam bağımsız milli değerleri temsil etmek zorunda olan bir CHP olabilmek için, kesinlikle yeterli değildir bilesiniz. Bu durum CHP’yi sadece salt düzeysiz, kimliksiz, sıradan, AKP hiçliğinde bir parti haline getirir. Ve asla da unutmayın ki, balans çelmeniz nedeniyle ruhları bir türlü huzur bulamayan öz CHP’liler tarafından da, dikkatle izlenmektesiniz ve sonuna kadar da izleneceksiniz.

Ve ne yapıp yapıp öz kimliğinizle barışmanın yolunu da, müşterek milli selametimiz adına biran önce bulun derim ben. Şimdi bunları söyledik diye, ahde vefayı ve ortak aklı bir kenara fırlatarak, CHP ye rey vermeyeceğimizi de sakın ola düşünmeyin. O halde, tarafsız ve dürüst bir cevap almaya atıfta bulunduğumuzu da belirterek, şimdi bir soru soralım. Pekiyi bu kararımız, sahiden sizleri sorumluluktan kurtaracak ve/veya mevcut imaja rağmen mutlu kılacak mı?

            Eğri oturalım; ama yine de doğru konuşalım. Altı ok kimliğine dönüldüğü veya aslında dışında olunmadığı, şayet bütün parti yönetimi tarafından imzalanmış bir deklarasyonla, herkesin anlayacağı şekilde açık ve seçik beyan edilmezse, bütün çabalarınız boşuna çıkar, bilesiniz. Artık açık kartlarla oynayalım da, kimse de kimseyi kandırmaya devam etmesin bundan böyle.

Esasen böyle bir durum, artık bayağı bayağı okuyup tartışmaya başlayan durgun ve küskün halk kitlelerini ve bilhassa da hedef kitle olarak betimlediğiniz genç kuşakları bile tatmin etmekten yine çok uzakta kalacaktır, acaba bunun da farkında mısınız? Şayet CHP tarlasında beklediğimiz ürün yeşermezse, o zaman yine de kendi gayretiyle meclise girebilecek tek Kemalist parti olduğu söylenebilecek bir Vatan Partisi, kesinlikle de bizleri çok mutlu edecektir.


            Ülkemizde ki kahrolası ABD askeri mevcudiyetinin, İncirlikten Diyarbakır’a sıçraması, aslında kendi riskini taşır ve bu durum bizim kararlı TSK’mız için de hiçbir anlam ifade etmez. Yani PKK eşkıyasını, ABD karargâhında bile saklanıyor olsa çeker vururuz. Ne ki bu sıçramanın ana nedeni, Rusya’nın Suriye harekâtına muadil bir çakma gövde gösterisidir. Sanki bir halt yiyecekmiş gibi(!). İyi de böyle bir konuşlanma, bu durumda ki bir ABD hesabında neleri değiştirebilir ki, sadece daha fazla gülünecek hale düşmekten veya bir yalancı pehlivanın gövde gösterisi olmaktan öte.

Bu bağlamda, ABD ye söylenecek en son sözümüz olsa olsa; “PYD’yi filan eğitip donatarak teröristin kuyruğunda, elinde kalan son kimliğinden de olmadan, delikanlı gibi kendi ordunla düşündüklerini yap da, görelim ve adamdı diyelim hiç olmazsa arkandan. Yoksa pilin sahiden de bu kadar sıfırladı mı artık” demek olurdu herhalde.

            Aynı bağlamda Katar, Suudi Arabistan gibi emperyalistin kılkuyruklarını ciddiye almaz, bir de bunlara Türkiye’de ki kıç kenelerini eklerseniz, geriye kalan ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve bazı çok uluslu yandaş tüfeklerle bir olup, bir de haddinizi aşarak sapına kadar haklı olan Rusya’yı protesto etmeye de kalkarsanız, inanın insanı ancak güldürürsünüz. Ve bu hususu bilhassa da, artık son oldubittilerini oynayan Erdoğan Efendi, aklını kullanıp çok daha ciddiye almalıdır…
           
                                                                                   Serendip Altındal



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder